İklimler değişti mi? Uzman isim açıkladı: Bu durumu artık her mevsim hissedeceğiz
Ülke genelinde son günlerde etkili olan sıcak hava vatandaşlara zor anlar yaşatırken, ekosistemin bu durumdan nasıl etkilendiği de merak ediliyor. Ekosistem üzerindeki olumsuz etkilere karşı ne gibi önlemler alınması gerektiğini ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu'na sorduk. 'Kızıldeniz'den gelen istilacı türler bizim türlerimizi tehdit ediyor mu? İklimler değişti diyebilir miyiz?' İşte detaylar...
Ülke genelinde son günlerde etkili olan sıcak hava vatandaşlara zor anlar yaşatırken, ekosistemin bu durumdan nasıl etkilendiği de merak ediliyor.
Son olarak İzmir'de deniz suyu sıcaklıklarının 32 dereceye kadar çıkmasının, deniz ekosistemi için nasıl bir olumsuzluk oluşturduğunu, oluşan olumsuz durum karşısında nasıl önlemler alınması gerektiğini ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu'na editörümüz Gamze Tamer sordu.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu, yüksek sıcaklıkların ekosistemi olumsuz etkilediğini ve hatta bu durumda denizlerde 'istilacı türler'in çoğaldığını belirtti. Salihoğlu, artan sıcaklıklarla beraber denizlerin daha tabakalı bir hale geldiğini, bununla beraber deniz üretkenliğinin azaldığını ifade etti.
İşte ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu'ndan haberet.com'a özel açıklamalar...
İzmir'de deniz suyu sıcaklığı 32 dereceye ulaştı. Bu durum deniz ekosistemini olumsuz etkiler mi? Eğer etkilerse ne gibi olumsuzluklarla karşılaşırız?
"İzmir'de su sıcaklıkları çok yükseldi. Benzer sıcaklıkları tüm Akdeniz, Marmara ve hatta Karadeniz'de de görüyoruz. Yüksek sıcaklıklar, ekosistemi muhakkak olumsuz etkileyecek. Denizdeki canlıların bu sıcaklıklara adapte olması bir sorunken bir de artan sıcaklıklar denizin yapısını değiştirmekte ve deniz, daha tabakalı bir hale gelmekte. Bu durum denizin üretkenliğini etkileyen bir durum."
"BÖLGEMİZDEKİ TÜRLER RİSK ALTINDA"
Yüksek sıcaklıklarla beraber daha tabakalı hale gelen denizlerde üretkenliğin olumsuz yönde etkilendiğini belirten ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu, "Bu durum, bütün besin zincirinin etkilenmesine neden olacak. Canlıların bu sıcaklıklara adapte olması problem. Bir de bunun yanı sıra 'fırsatçı türler' olarak adlandırdığımız türler bu ortamlara daha kolay yerleşmektedir. Dolayısıyla iklim değişimi, artan sıcaklıklar, hem de denizlerdeki asit oranlarındaki artışın o bölgelerdeki türler üzerinde ciddi riskler barındırdığı söylenebilir." dedi.
"İSTİLACI TÜRLER EKOSİSTEMİ BAŞTAN AŞAĞI DEĞİŞTİRİYOR"
Prof. Dr. Barış Salihoğlu'na, son zamanlarda, sıcaklıkların artması ve farklı etkenlerle balon balığı, aslan balığı gibi normalde Kızıldeniz'de olması gereken türlerin bizim denizlerimize gelmesinde bir tehlike olup olmadığını sorduk.
Salihoğlu, şu şekilde cevapladı:
Bu türlerin bizim sularımıza gelip bu kadar yaygınlaşmasının birkaç sebebi var. En önemli sebep, zaten ekosistemin yıpranmış olması. Yıpranmış bir ekosistemde bu tür istilacı türler kendilerine daha kolay yer bulabilmekte. Ekosistemi de bunlar baştan aşağı değiştiriyor. Bölgemizde artık balık türlerinin yarıdan fazlasını 'istilacı' dediğimiz Kızıldeniz'den gelen türler oluşturmakta. Bu durumun bölgemizdeki türleri tehdit ettiği biliniyor. İstilacı türler, özellikle taban ekosistemini başta aşağı değiştirmekte. Buna karşı alınması gereken önlem ekosistemi, biyoçeşitliliği güçlendirmek ve daha dayanıklı hale getirmek. Bu da ekosistemin üzerindeki iklim değişimi dışındaki diğer baskıları azaltmaktan geçiyor.
"ARTIK DENİZDEN BALIK YEMEK ÇOK GÜÇ"
Yıpranan deniz ekosistemi karşısında denizden balık yemenin çok zorlaştığını ve bu noktada piyasanın kültür balıkçılığına döndüğünü belirten Salihoğlu, "Deniz ekosistemi o kadar yıpranmış durumda ki denizden balık yemek artık çok güç. İklim değişimi, kirlilik, balıkçılık derken bu baskıları artırmadığımız sürece denizden balık yemek artık çok zor. Piyasa, kültür balıkçılığına dönmüş durumda." ifadelerini kullandı.
Sıcaklıklar her geçen gün artıyor. Artan sıcaklıklarla beraber suların buharlaştığı da biliniyor. Bu buharlaşma karşısında, kuraklık sorununun gündemde olup olmadığına dair paylaşımlarda bulunan Salihoğlu, "Yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki toprak nemi giderek azalmakta ve öngörüler de gösteriyor ki toprağın nemliliği Karadeniz'in doğusu dışında tüm ülkede giderek azalacak.
Bu da daha fazla kuraklık ve orman yangını demek. Bu durum, yapılacak olan tarımda çeşitli sorunları da beraberinde getirecek." şeklinde konuştu.
Kuraklık karşısında alınması gereken önlemler hakkında konuşan Prof. Dr. Barış Salihoğlu, "Almamız gereken en önemli önlem, bu iklim değişimine adaptasyonu dikkate alarak su politikaları, tarım politikaları ve enerji politikaları geliştirmek. Bunların hepsini ülke olarak ele almalıyız." dedi.
SU KULLANIMINDA KISITLAMAYA GİDİLMELİ Mİ?
"Suyu doğru bir şekilde, ekosisteme zarar vermeyecek biçimde kullanmak gerekiyor. Yaptığımız araştırmalardan edindiğimiz bilgilere göre bizim mevcut su politikamız, bazı göllerin kurumasına yol açabilir. Suyu doğru bir şekilde kullanma politikaları geliştirmemiz gerekiyor. Bu bir taraftan toplumsal bilinci artırmak, bir taraftan da suyu tasarruflu kullanmakla olur. Başka bir yönden ise gerek tarımsal gerek enerji konusunda su kullanımını revize etmemiz gerekiyor."
İKLİMLER DEĞİŞTİ Mİ?
Normalde Haziran ayı gibi ısınan havaların şimdilerde ise Temmuz-Ağustos gibi ısınmaya başladığı ve bu sıcaklıkların Eylül ayına kadar devam etmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Salihoğlu,
"Bu yıl iklimde kayma dediğimiz olayı yaşadık. Sıcak bir kış geçirdik. Mayıs-Haziran çok sıcak geçmedi ve şimdi bir anda sıcaklıklarda artış yaşandı. Denizlere baktığımızda da bunu bu şekilde olduğunu görüyoruz. Hemen 'mevsimler kaydı' diyemeyiz fakat Globalde sıcaklıklar arttı. Artık daha yüksek sıcaklıklara maruz kalıyoruz. İklim değişiminin ötesinde bir de iklim endeksleri var. Örneğin bu yıl El-Nino yılı. Yani sıcak fazındayız. Dolayısıyla onun da etkileri var. Globalde sıcaklıklarda artış var. Bu durumu bundan sonra her mevsim hissedeceğiz." şeklinde konuştu.