Doktorlar LGBT vakıflarından para mı alıyor? Klinik Psikolog Fatime Erçağ'dan açıklama

Türkiye’de LGBT’yi özendiren ve normalleştiren propagandaların sonucunda, ‘cinsiyet hoşnutsuzluğu’ yaşayan gençlerin sayısı gün geçtikçe artıyor.

İstanbul Üniversitesi'nin akademik kadrosunda yer alan ‘doktorlar’ tarafından hazırlanan “Cinsiyet Disforisi Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım: Türkiye'de Üçüncü Basamak Bir Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi” isimli makale mart ayında yayınlandı.

Söz konusu çalışmaya imza atan doktorlar ve cinsiyet değiştirme ameliyatlarını kanunsuzca yapan, danışanı henüz reşit olmadan hormon tedavisini başlatan psikiyatristler, 15-16 yaşlarındaki çocukları geri dönüşü zor olan bir yola sokarak hayatlarını karartıyor.

TÜRKİYE GÜNDEMİNE OTURDU

Çoğunluğu İstanbul Üniversitesi kadrosunda yer alan 11 doktorun, henüz reşit olmamış 22 çocuğa hormon tedavisi uygulayarak ve ameliyat ile destekleyerek cinsiyetlerini değiştirmesi Türkiye gündemini sarstı.

Skandal ile ilgili İstanbul Üniversitesi harekete geçti. Doktorların söz konusu çalışmalarından bahsettiği makalede anlatılan işlemlerle ilgili çok yönlü bir inceleme başlatıldığını duyuran İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı, "Sürecin hukuki, akademik ve etik işleyişine ilişkin başlatılan inceleme üst düzey hassasiyetle takip edilmektedir." açıklamasında bulundu.

"DOKTORLAR AVRUPALI VAKIFLARDAN PARA ALIYOR"

Tvnet'te Gündem Özel programında konuya dair açıklamalarda bulunan Klinik Psikolog Fatime Erçağ, çocuklara sözde tanıları koyan kişilerin LGBT destekçisi Avrupalı vakıflardan para aldıklarını söyledi.

Erçağ, "O makaleyi gördüm, üzerinde de onaylanmadığına dair bilgi var. Bilimsel gerçeklikleri ya da hukuki ilkeleri istedikleri biçimde yönlendiriyorlar. Orada bir tanı konuyor, bu tanıyı koyanlar emperyalizmin bize dayattıklarını kabul edenler. Burada yapılan beden parçalaması dışında çok ciddi bir ruhsal bölünme var. Devleti, milleti, aileyi parçaladık kim kaldı? Birey kaldı. Bedeni de parçalayıp aidiyeti kaybediyorlar. Ne olduğunu bilmeme, kendi bedenine kimliğine yabancılaştırıyorlar. Yabancılaşma, yalnızlığın bir öncesi." şeklinde konuştu.