İbrahim Kalın: F-16'ları onaylayana kadar biz de İsveç'in üyeliğini onaylamıyoruz
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Finlandiya'nın NATO'ya katılması konusunda beklenen adımların atıldığını, aynı tutumun İsveç tarafından da sergilenmesi için önlerinde bir engel olmadığını dile getiren Kalın, NATO konusuyla F-16 konularının birbirinden ayrı tutulması gerektiğine dikkat çekti. ABD'nin Türkiye'ye baskı kurmasının beyhude olduğunun altını çizen Kalın, " F-16'yı vermeyene biz deriz ki, 'Bizim Kızılelma'mız var" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, canlı yayında gündeme dair soruları yanıtladı. Kalın, yaptığı açıklamalarda Finlandiya'nın NATO'ya üyeliği konusunda Türkiye'nin beklediği adımları attığını, benzer adımları atması konusunda İsveç'in önünde herhangi bir engelin bulunmadığını dile getirdi.
Kalın, "Tek engel, kendilerinin bize bu taahhüt ettikleri konuları yerine getirmeleri." ifadesini kullanan Kalın, bunları "terör propagandası yapılmaması, Türkiye aleyhine faaliyet yürütülmemesi, FETÖ ve PKK'yla ilgili somut, gözle görülür, tatmin edici adımlar. Bunu yaptıkları zaman süreç ilerleyecektir. Aksi halde yani açıklamalarla Türkiye'yi baskı altına almaya çalışmayı da doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz." dedi.
NATO ÜYELİĞİ VE F-16 AYRI KONULAR
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle, ABD'yle yürütülen F-16 sürecinin birbirinden ayrı konular olduğunu vurgulayan Kalın, Türkiye'ye bunun üzerinden bir baskı kurmaya çalışmanın da beyhude olduğunu ABD'li muhataplarına ilettiğini söyledi.
"OLURSA OLUR OLMAZSA TÜRKİYE'NİN ALTERNATİFLERİ VAR"
Bu konu üzerinde bazı ABD'li senatörlerle tartıştıklarını dile getiren Kalın şunları söyledi:
Ben o zaman açıkça söyledim; 'Bakın sayın senatör siz bunda ısrar ederseniz, yani 'Türkiye İsveç'i, Finlandiya'yı kabul etsin ondan sonra F- 16'ları onaylarız.' derseniz. Biz de tam tersini size söyleriz. Biz de deriz ki o zaman, 'Siz F-16'yı yapana kadar, F-16'ları onaylayana kadar biz de İsveç'in üyeliğini onaylamıyoruz'. O zaman ne olur? Böyle bir sessizlik oldu tabii. Yani bu süreci sadece tıkarsınız. Bunların böyle ilişkilendirirseniz yanlış bir yola girersiniz. Biz F-16 programının elbette devam etmesini istiyoruz. Hava Kuvvetlerimiz açısından, Türk Silahlı Kuvvetleri açısından önemli bir programdır, bunu yapmak istiyoruz. ABD ile bu konuda bir görüş birliğine varıp bu programı ilerletmek istiyoruz ama açıkça şunu da söyleyeyim, yani 'Türkiye aman mutlaka bu olsun, olmazsa yarın bizim güvenliğimiz ortadan kalkar.' modunda da değiliz açıkçası. Olursa elbette iyi olur ama Türkiye'nin başka alternatifleri de var.
"BİZİM KIZILEMAMIZ VAR, MİLLİ MUHARİP UÇAĞIMIZ VAR"
Türkiye'nin milli savunma sanayi alanında muazzam gelişmeler yaşadığını ve bunların daha da ilerleyeceğine dikkat çeken Kalın, Bayraktar Kızılelma'nın orta menzilli uçuş testlerini tamamladığını hatırlattı. Türkiye'de modern, savaş konseptini değiştiren gelişmeler yaşandığını aktaran Kalın, SİHA'ların yetkinliklerini Libya'da, Karabağ'da Suriye'de ve Irak'taki operasyonlarda defalarca ispat ettiğini söyledi.
Kalın sözlerine şu ifadeler ile devam etti:
Bunların arkası gelecek, bu teknoloji hızla büyümeye, gelişmeye devam edecek. Biz diğer alternatifleri de araştırıyoruz. Yani Tayfun uçaklarını İngilizlerle konuşuyoruz. Kendi milli muharip uçağımızın şu anda testleri yapılıyor. Onlar gelişecek. Yani buna biraz orta, uzun vadede baktığınız zaman önümüzdeki 5-10 yıllık gibi bir perspektifle baktığınızda inanın bugün bazılarının 'Büyük bir kriz çıkmaz.' vesaire gibi takdim ettiği F-16 ve diğer konular çok tali, ikincil meseleler haline gelecek. Türkiye başka imkan ve kabiliyetlere doğru ilerleyecek. F-16'yı vermeyene biz deriz ki, 'Bizim Kızılelma'mız var, bizim milli muharip uçağımız var, bizim başka alternatiflerimiz var'. Bundan kendileri pişman olurlar, Türkiye buradan bir şey kaybetmez, güçlenerek çıkar.