Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İslam düşmanlığına sert tepki: Türkiye olarak bu tehlike karşısında tepkimizi ortaya koyuyoruz
Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine eşi Emine Erdoğan ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada İslam düşmanlığı hakkında sert ifadeler kullandı. "İslam düşmanlığının önü alınmazsa failler daha pervasız hale gelecek" diyen Erdoğan, Türkiye'nin bu düşmanlık karşısında tepkisini ortaya koyduğunu belirtti. İşte detaylar...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin New York şehrinde Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğine eşi Emine Erdoğan ile katıldı. Düzenlenen yemekte çarpıcı açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanlığı ile mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Irkçılığa karşı saflarımızı sıkı tutmalıyız" dedi.
Programda, "İslam düşmanlığının önü alınmazsa failler daha pervasız hale gelecek. Türkiye olarak kartopu gibi büyüyen bu tehlike karşısında tepkimizi ortaya koyuyoruz." şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan toplumunun mensuplarıyla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erdoğan, "Aşkınız, sevdanız ve ahde vefanız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesine, Türkiye'de gerçekleştirilen 14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki destekleri için teşekkür etti.
14 ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen seçimlerin, Türkiye Yüzyılı'nın inşasında bir dönüm noktası teşkil ettiğini, bu seçimlerle milletin hem iradesine hem de geleceğine sahip çıktığını belirten Erdoğan, Amerika dahil yurt dışında yaşayan milyonlarca vatandaşın oy kullanarak sandıkları adeta bayram yerine çevirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kimi zaman saatler süren yolculuklar yaparak, kimi zaman yağmurun, güneşin altında bekleyerek, kimi zaman bölücüler ve FETÖ'cülerin tacizlerine maruz kalarak, kimi zaman çeşitli ülkelerin engelleme girişimleriyle karşılaşarak, velhasıl iradelerine sahip çıkmak için pek çok fedakarlığı göğüsleyen tüm vatandaşlarıma şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum."
"TIPKI BİR DUVARIN TUĞLALARI GİBİ BİRBİRİMİZE KENETLENECEĞİZ"
"Oylarını almadığımız insanlarımıza da ulaşmaya, doğruları anlatmaya, onların da gönüllerini kazanmak için çalışmaya devam edeceğiz." diyen Erdoğan, "Allah ömür, milletimiz de yetki verdikçe buralara her gelişimizde inşallah sizlerle muhabbetimizi sürdüreceğiz. Aramıza hiç kimsenin hiçbir çıkar hesabının girmesine müsaade etmeyeceğiz. Tıpkı bir duvarın tuğlaları misali birbirimize kenetleneceğiz." şeklinde konuştu.
"ARAMIZDA BİNLERCE KİLOMETRE OLMASINA RAĞMEN DESTEĞİNİZİ HİSSETTİK"
Bu seneki toplantının, Türkiye'nin 6 Şubat'ta yaşadığı depremlerin acısının yüreklerde hissedildiği dönemde gerçekleştirildiğini dile getiren Erdoğan, büyüklüğü ve yol açtığı tahribat açısından "asrın felaketi" olarak nitelenen depremlerde, 50 binden fazla canın kaybedildiğini belirtti.
Amerika'da ikamet eden bazı vatandaşların, yakınlarını 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde yitirdiğini söyleyerek, vefat edenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ise başsağlığı dileyen Erdoğan, kelimelerin anlatmakta kifayetsiz kaldığı büyük bir afet yaşandığını, 11 ildeki 14 milyon insanın bu depremlerden doğrudan etkilendiğini ifade etti.
Erdoğan, depremin ilk anından itibaren devletin tüm imkanlarının afet bölgesi için seferber edilerek en kısa sürede yaraların sarıldığını söyledi.
DEPREM KONUTLARI GELECEK AYDAN İTİBAREN TESLİM EDİLECEK
Erdoğan, bugüne kadar 200 bin deprem konutunun inşa sürecinin bilfiil başladığını, gelecek aydan itibaren yapımı tamamlanan konutların hak sahiplerine peyderpey teslim edileceğini, amaçlarının ilk bir sene içerisinde 319 bin konutun inşasını bitirip depremzedeleri güvenli yuvalarına kavuşturmak olduğunu vurguladı.
"DOST KARA GÜNDE BELLİ OLUR"
Toplamda 650 bin konutun inşa edileceğini bildiren Erdoğan, altyapısı, üstyapısı, tarihi ve kültürel yapılarıyla depremzede şehirleri eskisinden daha güvenli şekilde ayağa kaldıracaklarını belirterek, "Dost kara günde belli olur." sözündeki hikmetin bu süreçte bir kez daha görüldüğünü kaydetti.
"HERKES TÜRKİYE İÇİN HAREKETE GEÇTİ"
Dünyanın hemen her ülkesinden insanların Türkiye için harekete geçtiğini, maddi ve manevi destekleriyle milletin yanında olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Aramızda binlerce kilometre olsa da Amerika'da kalpleri Türkiye için çarpan kardeşlerimizin desteğini yanımızda hissettik. Afet bölgesine ulaştırdığınız yardımlar, yaralarımızın sarılmasına katkıda bulundu. Bunun için de sizlere ayrıca teşekkür ediyorum. Amerikalı Müslüman kardeşlerimizin ve diğer inanç topluluklarının milletimizle sergilediği dayanışmayı şükranla karşılıyoruz. Amerikan Müslüman toplumuna da ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum." dedi.
"SİZİN OLMADIĞINIZ HER YERDE MUHAKKAK BİR BAŞKASI VARDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizler burada bir yandan kimliğinizi muhafaza ederken diğer taraftan zengin kültürümüzü Amerikan halkına en iyi şekilde tanıtarak Türkiye ve Amerika arasında beşeri köprüler kuruyorsunuz. Bu köprülere yenilerini eklememiz, var olanları daha da güçlendirmemiz gerekiyor. İstiklal şairimiz Mehmet Akif ne diyor? 'Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.' Siyasette de sivil toplumda da sosyal hayatta da zafere giden yol birlikten, beraberlikten, vahdetten geçer. Sizler de sahip olduğumuz değerler etrafından birleşirseniz, üstesinden gelemeyeceğiniz engel yoktur. Türk-Amerikan ilişkilerini zehirlemek için hareket eden bazı çıkar grupları var. Hakikatleri anlatarak, iyi örnek olarak, Türkiye'yi ve Türk milletini hakkıyla temsil ederek bunlara set çekeceğiz. Bu konuda resmi kurumlarımızla birlikte siz vatandaşlarıma da sorumluluklar düşüyor. Sivil topluma aktif katılımınız, ülkedeki karar alma mercilerindeki temsiliniz bu bakımdan çok önemli. Şunu hiçbir zaman unutmayın, hayat boşluk kabul etmez. Sizin olmadığınız her yerde muhakkak bir başkası vardır. Sizin bıraktığınız boşluklar, ülkemize ve milletimize husumet besleyenler tarafından doldurulacaktır. Siz kendi haklarınızı cesaretle savunmazsanız, bunu sizin adınıza bir başkası layıkıyla yapamayacaktır. Sizlerden aranızdaki görüş ayrılıklarına takılmadan, Türkiye için tek saf ve tek yürek halinde gayret göstermenizi bekliyorum. Bu süreçte ülkemize müzahir diğer toplumlarla dayanışma içerisinde olmanız mücadelemize güç katacaktır. Özellikle İslam düşmanlığı, ırkçılık ve nefret suçlarına karşı saflarımızı çok geniş tutmalıyız. Bu hastalıklı akımların dünyanın birçok ülkesinde sosyal medyanın da etkisiyle giderek yayıldığını görüyoruz. Sık sık başörtüsünden, sakalından, kılık kıyafetinden dolayı nefret suçuna maruz kalan kardeşlerimizin haberini alıyoruz."
"CEZASIZ KALAN HER SUÇ FAİLİNİ AZGINLAŞTIRIR"
Erdoğan, Türk-Amerikan toplumunun da yükselen ırkçı dalgadan olumsuz etkilendiğine dikkati çekerek, "İnsan hak ve hürriyetlerine saygı duyan hiçbir devlet bu furyaya sessiz kalmaz, kalmamalıdır. Bugün çoğunlukla Müslümanları hedef alan bu saldırıların yarın kökeni, dili, kültürü, inancı farklı gruplara yönelmesi kuvvetle muhtemeldir." ifadelerini kullandı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'da yaşananların bunun en acı örnekleri olarak hafızalara kazındığını, 28 yıl önce Srebrenitsa'da bu nefret ikliminin soykırıma kadar varabileceğinin görüldüğünü belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Cezasız kalan her suç failini azgınlaştırır. İslam düşmanlığının da önü alınmazsa failler daha da pervasız hale gelecektir. Türkiye olarak kar topu gibi büyüyen bu tehlike karşısında uyarılarımızı yapıyor, tepkimizi açıkça ortaya koyuyoruz. Konunun uluslararası toplumun gündeminde tutulması için çalışmalarımızı ciddiyetle yürütüyoruz. Danimarka, İsveç, Hollanda ve son olarak New York'ta kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik çirkin saldırılar hiçbir şekilde mazur görülemez. Dünya genelindeki 2 milyar Müslüman'ın kutsallarına saldırmanın fikir özgürlüğü kisvesiyle meşrulaştırılmasını asla kabul etmiyoruz. Bize göre bu eylemler, insanları kışkırtmayı amaçlayan provokasyonlardır. Bu saldırılara karşı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Genel Kurul tarafından kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet eylemini uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendirilen kararının kabul edilmesine, malumunuz, öncülük ettik. Bu doğrultudaki gayretlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sizleri de bu mücadeleye sahip çıktığınız için tebrik ediyorum."