'Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin konuğu olan Davranış Bilimi Uzmanı Aşkım Kapışmak'tan deprem travmasına dair açıklamalar

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra Türkiye'nin yaşadığı ruhsal durumu değerlendiren Davranış Bilimi Uzmanı Aşkım Kapışmak, "Şu an çok öfkeliyiz. Depremin bir çok evresinde atlattık. Şoku atlattık çaresizliği atlattık sonra ne olduğunu anlamaya çalıştık. Şimdi bu acının öfke evresindeyiz hepimiz çok kızgınız. Ve o kızgınlık duygusunu nereye yansıtacağımızı da bilmiyoruz." dedi.

Abone ol

Asrın felaketi olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Türkiye tek yürek oldu, yaraların sarılması için el birliği ile mücadeleye girişildi.

Büyük yıkımın ardından ortaya çıkan yürek yakıcı görüntüler, can kayıpları ve geride kalanların yaşadığı acı, herkesin acısı haline geldi.

Korku, kaygı, üzüntü, suçluluk ve empati… Deprem toplumsal bir travma da yarattı.

'Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin konuğu olan Davranış Bilimi Uzmanı Aşkım Kapışmak, bu travmalar ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Depremzedeler ile ortak duyguya girmeye başladığımızı belirten Kapışmak, "Evimiz sıcak oturuyoruz ama izlerken üşüyorum diyor. O yüzden mutsuz olmak, mutlu olmak, suçlu hissetmek, öfkelenmek bunların hepsinin normal olduğunun söylememiz lazım." dedi.

"DEPREMİN YARISI KADERDİR YARISI İHMALDİR"
Toplum olarak ayrıştığımızı da ifade eden "Ayrıştıkça birbirimizi ötekileştiriyoruz. Ötekileşen insanlar yalnız kalıyor ve yalnız insanlardan öfkelerini kusacak bir kanal arıyorlar bir yol arıyorlar. Şunu unutmamalıyız ki bu depremin yarısı kaderdir yarısı ihmaldir. Biz sürekli bir suçlu arıyoruz. İyi bir şey yapılsa bile onun altında bir suç arıyoruz. Aslında insanların kızgınlığının neredeyse tamamı kendine. Sorumlulara kızıyor yöneticilere kızıyor. Ama en sonunda dönüp kendine kızıyor." açıklamasında bulundu.

Kapışmak'ın açıklamaları şöyle;

"Şu an çok öfkeliyiz. Depremin bir çok evresinde atlattık. Şoku atlattık çaresizliği atlattık sonra ne olduğunu anlamaya çalıştık. Şimdi bu acının öfke evresindeyiz hepimiz çok kızgınız. Ve o kızgınlık duygusunu nereye yansıtacağımızı da bilmiyoruz.

Biz toplum olarak uzun süredir ayrışıyoruz. Ayrıştıkça birbirimizi ötekileştiriyoruz. Ötekileşen insanlar yalnız kalıyor ve yalnız insanlardan öfkelerini kusacak bir kanal arıyorlar bir yol arıyorlar. Şunu unutmamalıyız ki bu depremin yarısı kaderdir yarısı ihmaldir. Biz sürekli bir suçlu arıyoruz. İyi bir şey yapılsa bile onun altında bir suç arıyoruz. Aslında insanların kızgınlığının neredeyse tamamı kendine. Sorumlulara kızıyor yöneticilere kızıyor. Ama en sonunda dönüp kendine kızıyor. Sorumluluklarını yerine getirmediği için. Üzerine düşenleri yapmadığı için. Türkiye’deki en büyük hata bu. Bir şeyler ters gittiğinde suçu atacak birini arıyorum öfkemizi kusacak Birini arıyoruz. Bu deprem bizi iyice ayrıştırdı. Şimdi iyice sert köşelere gitmeye başladık. İnsanlar şu an kendi gibi düşünmeyen herkesi düşman zannediyor durum bu hale geldi.

"TRAVMANIN FARKINDAYIZ AMA TEDBİRİNİ ALMIYORUZ"
99'un travması bize aktarıldı. Bizim problemimiz travmanın farkındayız ama tedbirini almıyoruz. Bu travma en çok onu hatırlattı. En çok dağılmamızın sebebi çalışmadığımız yerden geldi.

Depremi yaşamış insanların 3 ay boyunca en büyük ihtiyacı böyle ağır travmalarda bağ kurmak."

Gözaltına alınan Ahmet Ercan'a şartlı serbestlik Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: İdeolojik bağnazlıklarla uğraşamayız Gündem EYT görüşmeleri başladı Gündem Rönesans Rezidans dünya medyasında Gündem