Ali Babacan'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'çocuk bezi' ifadelerine yanıt: Çocuk bezi satmaktan utanmadım

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan geçtiğimiz haftalarda dünyaca tanınmış İHA ve SİHA üreticisi BAYKAR şirketine yönelik "Devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, BAYKAR'a veriliyor. Bu proje 'Kutsal, dokunulmaz' hale getirildi. Kusura bakmayın, dokunacağız tabi ki" ifadelerini kullanmıştı. Gündem yaratan o ifadelerin ardından birçok kesimden tepki gelmişti.

"SEN GİT ÇOCUK BEZİ SAT"
Cumhurbaşkanı Erdoğan da partisinin grup toplantısında Babacan'ın BAYKAR için söylediği sözlere şu ifadelerle yanıt vermişti:
"Sen rekabet nedir bilir misin? Sen git çocuk bezi satmaya devam et. Senin işin değil bu. 15 sene yanımda bulundu ama benden bir şey alamadı. Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne zamanki başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri vakfına mülk edindi. Türkiye'de bunun başka örneği yok. O vakıftaki yöneticiler bunu nasıl izah edeceksiniz."

BABACAN'DAN 'ÇOCUK BEZİ' YANITI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gelen 'bebek bezi' çıkışına Ali Babacan dün gerçekleştirilen haftalık değerlendirme toplantısında yanıt vererek yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

"ÇOCUK BEZİ SATMAK UTANILACAK BİR ŞEY Mİ?"
Babacan şu ifadeleri kullandı:
"Ben Davos'tayken arkamdan atmış tutmuş maşallah. Zannediyor ki ben bundan gocunacağım. Bu utanılacak bir şey mi? Evet ben esnaf bir ailenin çocuğuydum. İlk okul yıllarında bile Çıkrıkçılar yokuşundaki dükkanımıza giderdim çalışırdım. Hayatımın her döneminde çalıştım. Hep çalışkan kadrolarla beraber çalıştım. Hamdolsun boğazımdan tek bir haram lokma geçmedi.

"HELAL EKMEK KAPISI OLDUK"
Eğitimimi ve finans sektöründeki çalışmamı tamamladıktan sonra yine ticarete geri döndüm. Ailemize de, çalışanlarımıza da helal parayla ekmek kapı olmuş iş yerimizde çalışmaya devam ettim. Bundan şeref duyarım, onur duyarım.

"ESKİDEN SİZ DE SİMİT SATTINIZ"
Şimdi buradan sormak istiyorum. Sayın Erdoğan eskiden siz de simit, bisküvi, sucuk sattınız. Alnınızın teriyle ekmeğinizi kazandığınız yıllar vardır. Siyasete girerken tek bir yüzüğüm var dediniz. Sonra ne oldu? Keşke şu koltuk inadınızdan vazgeçseydiniz. Müteahhitliğe soyundunuz da ne oldu? Kendinizi ekonomist sandınız da ne oldu? Hem kendinize hem de ülkemize yazık ettiniz."