Son dakika! Merkez Bankası PPK toplantı özetini yayımladı
Son dakika! Merkez Bankası PPK toplantı özetini yayımladı TCMB, 23 Temmuz'da yapılan Para Politikası Kurulu Toplantısı'nın özetini yayımladı. Metinde, "Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana, beklentiler öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası sürdürülecek" ifadeleri kullanıldı.
TCMB'nin yayımladığı Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti metninde şu şekilde:
Küresel Ekonomi
1. Küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşme yılın ikinci çeyreğinde de devam ederken, işgücü piyasalarındaki sıkılık zayıflamaya başlamış ve arz talep dengesindeki normalleşme eğilimi sürmüştür. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2,0 artarak 2023 yılındaki yüzde 1,8’in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceği tahmin edilmekte ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceği değerlendirilmektedir. Gelişmiş ülkelerin birinci çeyrek büyüme verileri iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmayı desteklerken, öncü göstergeler söz konusu toparlanmanın daha çok hizmet sektörü kaynaklı olduğuna işaret etmektedir. ABD ekonomisi büyüme eğilimi diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak amacıyla faiz indirim süreçlerinin temkinli yürütülecek olması ve jeopolitik gelişmeler 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
2. Küresel enflasyondaki düşüş devam ederken, ABD’de açıklanan son enflasyon verileri hizmet sektöründeki fiyat katılığının zayıflamaya başladığına işaret etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, bazı gelişmiş ülke merkez bankaları da faiz indirim süreçlerine başlamışlardır. Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devamı ve hizmet enflasyonuna dair son gelişmeler faiz indirim beklentilerini güçlendirse de gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimlerinde temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer taraftan küresel belirsizlikler ile birlikte risk iştahı ve GOÜ’lere yönelen portföy akımları son dönemde dalgalı bir seyir izlemektedir.
Parasal ve Finansal Koşullar
3. Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası varlıklara yönelimiyle piyasada oluşan likidite fazlasının mayıs ayında kur korumalı mevduat hesapları ile mevduat ve katılım fonu hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının belirgin olarak artırılması ile sterilize edilmesi neticesinde mevduat faiz oranlarındaki gerileme sınırlanmıştır. Türk lirası mevduat faizleri, 28 Haziran haftasından bu yana 20 baz puan gerileyerek, 12 Temmuz itibarıyla yüzde 56,16 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk lirası ticari kredi faizleri 31 baz puan azalarak yüzde 60,76 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 334 baz puan artarak yüzde 77,90 olarak gerçekleşirken; konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 44,24 seviyesinde oluşmuştur. Büyük ölçüde kampanyaların durumuna göre şekillenen taşıt kredisi faizleri 12 Temmuz itibarıyla yüzde 54,07’ye yükselmiştir.
4. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alınmış, Türk lirası kredilere yönelik düzenleme ise korunmuştur. Bu kapsamda, yabancı para krediler için yüzde 2 olan aylık büyüme sınırı yüzde 1,5’e indirilmiş, Türk lirası kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırı ise sabit tutulmuştur. Ayrıca, yatırım kredilerine sağlanan istisnanın kapsamı genişletilerek; uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından sağlanan kaynaklar kapsamında kullandırılan yatırım kredilerinin Türk lirası ve yabancı para kredi büyüme sınırlarından muaf tutulmasına karar verilmiştir. Atılan parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının etkisi ile Türk lirası kredi büyümesinde bir süredir görülen yavaşlama eğilimi devam etmiş, YP kredi büyümesindeki gerileme belirginleşmiştir. Bu kapsamda, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 21 Haziran haftasından bu yana azalarak yüzde 2,91 seviyesinden son toplantı haftasından bakıldığında 12 Temmuz itibarıyla yüzde 1,68 seviyesine gelmiştir. Söz konusu azalmaya temelde bireysel kredi kartları bakiyesi büyüme oranındaki gerileme katkı sağlamıştır. Aynı dönemde Türk lirası ticari krediler sınırlı ölçüde büyümeye devam etmiş ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 1,46 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, getirilen sınırlamaların etkisi ile yüzde 4,13’ten yüzde 1,61’e gerilemiştir.
5. Parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla kur korumalı mevduat hesaplarındaki çözülmeyi hızlandıracak nitelikte politika adımları atılmıştır. Bu kapsamda, 22 Temmuz tarihi itibarıyla açılacak ve yenilenecek kur korumalı mevduat hesaplarında uygulanacak asgari faiz oranı politika faiz oranının yüzde 80’inden yüzde 70’ine düşürülmüş ve bankalarca verilen ek getiriler kaldırılmıştır. Ayrıca YUVAM hesaplarının kapsamı yalnızca yurt dışı kaynaklı dövizleri kapsayacak şekilde daraltılmış, TCMB tarafından söz konusu hesaplara ödenen ilave getiri düşürülmüş ve bankalara ödenen komisyonlar kaldırılmıştır.
6. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, önceki PPK toplantı haftasından bu yana 10,89 milyar ABD doları artarak 12 Temmuz 2024 itibarıyla 153,8 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) önceki PPK toplantı haftasından bu yana yaklaşık 20 baz puan düşüşle 22 Temmuz 2024 itibarıyla 259 baz puan seviyesine gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 22 Temmuz itibarıyla yüzde 10,63 düzeyine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 23,81 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına 1,70 milyar ABD doları giriş, hisse senedi piyasasından ise 129 milyon ABD doları çıkış olmak üzere toplam 1,57 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.
Talep ve Üretim
7. Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit etmektedir. Mayıs ayında perakende satış hacim endeksi, aylık ve çeyreklik bazda düşüş kaydetmiştir. Aynı dönemde, ticaret satış hacim endeksinde daha yüksek oranlı bir düşüş gerçekleşmiş, perakende ticaretin yanı sıra endeksin diğer iki ana kalemi olan motorlu taşıtların ticareti ve toptan ticarette de azalış izlenmiştir. İlk çeyrekte ılımlı artış gösteren hizmet üretim endeksi, mayıs ayı itibarıyla çeyreklik bazda sınırlı azalış kaydetmiştir. İkinci çeyrekte imalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinde çeyreklik bazda azalış olduğunu göstermektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler de iç talepte yavaşlamaya işaret etmiştir. Diğer yandan, ikinci çeyrekte iki bayram tatili ve bunlarla bağlantılı idari izinler kaynaklı köprü günlerinin yer alması, talepteki yavaşlamanın seviyesi hakkında net bir görüntü alınmasını zorlaştırmaktadır. İkinci çeyrekte kartla yapılan harcamalar çeyreklik bazdaki artışını, hız kesmekle birlikte, sürdürmüştür. Temmuz ayının ilk haftası itibarıyla kartla yapılan harcamalar aylık bazda sınırlı azalırken çeyreklik olarak yataya yakın bir görünüm ima etmektedir. Diğer taraftan, mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatı, haziran ayında azalmakla birlikte halen seviye olarak bir önceki yıl ortalamasının üzerinde kalmıştır. Bu çerçevede, daha yakın döneme ilişkin göstergelerle birlikte tüketim göstergelerine bir bütün olarak bakıldığında, talebin Enflasyon Raporunda öngörülen ölçüde yavaşlamıyor olabileceği değerlendirilmektedir.
8. Mayıs ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,7 oranında artarken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda sınırlı gerilemiştir. Çeyreklik bazda sanayi üretimi yüzde 3,4 oranında azalmıştır. Nisan ayında üretimdeki azalışta Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu gerçekleşen köprü günleri de rol oynarken mayıs ayında gerçekleşen telafi niteliğindeki artış sınırlı olmuştur. Tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında ise, ikinci çeyrekte sanayi üretimindeki düşüşün genel endeksin ima ettiğinden daha az olduğu değerlendirilmektedir. Öncü göstergeler, imalat sanayi kapasite kullanım oranında temmuz ayında bir miktar düşüşe işaret etmektedir.
9. Mayıs ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik bazda yüzde 0,9 oranında artarak 32,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı 0,3 puan artarken, işsizlik oranı 0,3 puan gerileyerek yüzde 8,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, temel işgücü göstergeleri, işgücü piyasasının ikinci çeyrek itibarıyla gücünü koruduğunu göstermektedir. Anket göstergeleri ise, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir.
10. Mayıs ayında cari işlemler açığı aylık bazda 1,2 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş, yıllıklandırılmış olarak ise 6,5 milyar ABD doları düşüşle 25,2 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Söz konusu gerilemede, büyük ölçüde altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki düşüş etkili olmuştur. Diğer yandan, enerji dış ticaret açığındaki iyileşme sınırlı olmuş, altın dış ticaret açığı ise önceki aya kıyasla azalmıştır. Bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlası bir önceki aya göre artış kaydetmiştir.
11. Geçici dış ticaret verileri, haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta düşüşe, ithalatta ise artışa işaret etmiştir. Bu çerçevede, yıllıklandırılmış olarak cari dengede haziran ayında sınırlı bir bozulma gerçekleşebileceği, seyahat gelirlerinin yüksek olduğu takip eden yaz döneminde ise cari dengedeki iyileşme eğiliminin tekrar devreye gireceği öngörülmektedir. Altın ithalatı haziran ayında tarihsel ortalamalarına yaklaşırken, yıllıklandırılmış olarak 21 milyar ABD doları civarına gerilemiştir. Tüketim malları ithalatı mayıs ayının ardından haziran ayında da azalmakla birlikte mevsimsellikten arındırılmış olarak yüksek seyretmeye devam etmektedir. Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri temmuz ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta daha ılımlı olmak üzere hem ihracat hem de ithalatta azalış ima etmektedir. Tüketim malı ithalatının seyri, parasal sıkılaştırmanın iç talep üzerindeki etkilerinin değerlendirilebilmesi açısından, çeşitli diğer göstergeler ile beraber yakından takip edilmektedir.
12. Cari açığın finansmanı tarafında ise, bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranı, mayıs ayında yüzde 128 civarında gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 100 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının bir önceki aya kıyasla bir miktar iyileştiği gözlenmektedir.
Enflasyon Gelişmeleri ve Beklentiler
13. Tüketici fiyatları haziran ayında yüzde 1,64 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 3,85 puan düşüşle yüzde 71,60 olarak gerçekleşmiştir. B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları da sırasıyla yüzde 70,4’e ve yüzde 71,4’e gerilemiştir. Bu dönemde yıllık enflasyona olan katkı, temel mallar başta olmak üzere tüm gruplarda düşmüştür. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık tüketici enflasyonu belirgin bir oranda yavaşlamıştır.
14. Haziran ayında hizmet grubunda aylık fiyat artışı, önceki aya kıyasla zayıflamakla beraber görece yüksek seyrini sürdürmüştür. Bu grupta fiyat artışları kira ve lokanta-otel alt gruplarında zayıflarken, ulaştırma ve haberleşme hizmetlerinde güçlenmiştir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, temel mal grubundaki fiyat artışı sınırlı kalmış, bu gelişmede döviz kurundaki ılımlı seyir ve iç talep gelişmelerine bağlı olarak 2021 yılı ağustos ayından itibaren fiyatı ilk defa düşen dayanıklı mal (altın hariç) alt grubu etkili olmuştur. Özellikle otomobil fiyatları, 7 Temmuz tarihinde yürürlüğe giren araç güvenlik yönetmeliği (GSR 2) öncesinde belirginleşen stok eritme kampanyalarının da etkisiyle, bu dönemde düşüş göstermiştir. Gıda grubunda aylık fiyat artışı bir önceki aya yakın gerçekleşmiştir. İşlenmemiş gıda alt grubunda taze meyve ve sebze yüksek fiyat artışı sergilerken, kırmızı et fiyatlarında süregelen artışların yerini düşüşe bıraktığı izlenmiş, benzer şekilde tavuk eti fiyatları da bu dönemde gerilemiştir. İşlenmiş gıda alt grubunda ise ekmek fiyatlarındaki artış nedeniyle ekmek ve tahıllar öne çıkan kalem olmuştur. Enerji fiyatları akaryakıt ve tüp gaz kalemlerindeki düşüşlere rağmen, şebeke suyu fiyatlarında kaydedilen artış ile haziran ayında yükselmiştir.
15. Haziran ayında aylık enflasyonun ana eğilimi belirgin bir zayıflama kaydetmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C endekslerinin aylık artış oranları sırasıyla yüzde 2,2 ve yüzde 1,8 oranları ile önceki aya kıyasla önemli ölçüde yavaşlamıştır. B ve C endekslerinde mevsimsellikten arındırılmış üç aylık ortalama artışlar ise, sırasıyla yüzde 2,7 ve yüzde 2,6 seviyelerinde gerçekleşerek gerilemeye devam etmiştir. Bu dönemde, yavaşlama B endeksini oluşturan grupların geneline yayılırken, temel mal grubunda daha belirgin olmuştur. Benzer şekilde, Medyan, SATRIM, yayılım endeksi ve diğer ana eğilim göstergeleri de bir önceki aya kıyasla zayıflamıştır.
16. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır.
17. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olmaktadır. Yıllık enflasyon haziran ayında, temel mal grubunda yüzde 50,6 olurken, hizmet sektöründe yüzde 95,3 ile yaklaşık 45 puan yukarıda gerçekleşmiştir. Ayrıca, hizmet sektörüne ait yayılım endeksi, fiyat artışlarının sektör geneline yayılmaya devam ettiğini göstermiştir. Bu bakımdan, yakın dönem tüketici enflasyonu gerçekleşmeleri dikkate alındığında, başta kira olmak üzere belirli hizmet kalemlerinde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır. Haziran ayı özelinde, haberleşme hizmetleri ve bayramın da etkisiyle ulaştırma hizmetleri öne çıkan kalemler olmuştur. Kira artışı ise bu dönemde önceki aylara göre yavaşlasa da yüksek seyrini sürdürmüştür.
18. Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, sözleşme yenileme oranının temmuz ayında artmasının da etkisiyle aylık kira enflasyonunun yükseleceğine işaret etmektedir. Diğer yandan, gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranları gerekse konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira oranları, TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler almaktadır. Bu durum, önümüzdeki dönemde TÜFE’deki yıllık kira enflasyonunun yavaşlayacağını ima etmektedir. Buna karşın, bu kalemdeki yüksek atalet neticesinde kira enflasyonunun yüksek seviyesini koruyarak; dezenflasyon sürecinde, azalarak da olsa, tüketici enflasyonunun seyrinde önemli olmaya devam edecektir.
19. Ulaştırma hizmetleri fiyatları haziran ayında Kurban Bayramı’nın da etkisiyle yüksek bir aylık artış kaydetmiştir. Haberleşme hizmetleri fiyatlarındaki artış ise cep telefonu ve internet ücretlerinin yanı sıra posta hizmetleri kaynaklı olarak bir önceki aya kıyasla güçlenmiştir. Ayrıca, özel okullara ilişkin ücret güncellemeleriyle eğitim hizmetleri diğer hizmetler alt grubu içerisinde öne çıkmıştır. Geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yüksek olduğu ve ücret gelişmelerinden de etkilenen özel okul ücretlerinin tüketici enflasyonuna olan etkisinin, fiyat açıklama tarihlerine bağlı olarak, yaz aylarında kademeli olarak yavaşlayacağı değerlendirilmektedir. Öte yandan, eğitim hizmetleri enflasyonunda eylül ayında özel üniversite ücretlerine bağlı fiyat ayarlamalarının etkisinin hissedileceği not edilmelidir.
20. Yurt içi üretici fiyatları haziran ayında yüzde 1,38 oranında artmış, yıllık enflasyon düşük bazın da etkisiyle 7,59 puan gerileyerek yüzde 50,09 olmuştur. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji fiyatları yüzde 2,22 oranındaki yükselişle öne çıkarken, kalan gruplarda aylık fiyat artışlarının başta ara malı olmak üzere daha ılımlı seyrettiği izlenmiştir.
21. Uluslararası emtia fiyatlarında nisan ayı sonlarında başlayan gerileme haziran ayında da devam etmiştir. Alt kırılım bazında, küresel enerji fiyatları yataya yakın seyrederken, enerji dışı emtia fiyatları gerilemiştir. Temmuz ayının ilk üç haftası itibarıyla emtia fiyatları alt grup bazında ayrışmakla birlikte toplamda yatay seyretmiştir. Bu dönemde küresel enerji fiyatları yükselirken, enerji dışı emtia fiyatlarındaki düşüşler devam etmiştir. Özellikle haziran ayında ortalama 82,6 ABD doları seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatlarının temmuz ayının ilk üç haftasında 87 ABD doları civarına yükseldiği izlenmiştir.
22. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi haziran ayında tarihsel eğilimine yakın seyretmiştir. Küresel navlun endeksleri son dönemde farklılaşan bir görünüm sergilemiştir. Küresel ve Çin’e yönelik konteyner endeksleri nisan ayı sonrasında artış kaydederken, kuru yük taşımacılık endeksleri görece ılımlı seyrini sürdürmektedir. Yurt içinde tedarikçilerin teslimat sürelerinde mayıs ayında görülen sınırlı artış, haziran ayında normalleşme eğilimi göstermiştir. Sepet döviz kurundaki ılımlı seyrin devamı ile kur kaynaklı baskılar önemli ölçüde azalmıştır. Haziran ayında imalat sanayi PMI verileri gerek girdi gerekse nihai ürün fiyatları endeksinde yavaşlama göstererek, enflasyonist baskıların hafiflediğini göstermiştir.
23. Temmuz ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre enflasyon beklentileri tüm vadelerde düşüş göstermeye devam etmiştir. On iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 31,8’den 1,8 puan düşüşle yüzde 30,0’a; yirmi dört ay sonrasına ilişkin beklenti ise yüzde 20,3’ten 1,0 puan düşüşle yüzde 19,3 seviyesine gerilemiştir. Buna ek olarak, cari ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 0,5 ve 0,1 puan aşağı yönlü güncelleme ile yüzde 43,0 ve yüzde 25,4 olmuştur. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 11,5 seviyesinde ölçülmüştür. Enflasyon beklentileri tüm vadelerde gerilese de mevcut seviyeler enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam etmektedir. Reel sektör beklentilerine bakıldığında haziran ayında yüzde 56,2 olan firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, temmuz ayında yüzde 55,0’a gerileyerek sınırlı iyileşme göstermiştir. Hanehalkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinde ise aynı dönemde yüzde 71,49’dan yüzde 71,98’e sınırlı bir artış gözlenmiştir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.
24. Öncü göstergeler temmuz ayında aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret etmektedir. Buna karşın, ana eğilimdeki yükselişin nispeten sınırlı kalacağı öngörülmektedir. Enerji fiyatlarında, meskenlere yönelik elektrik tarifesinde yapılan artış, akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarında ÖTV güncellemesi ve şebeke suyu fiyat yükselişine bağlı olarak temmuz ayında belirgin bir artış öngörülmektedir. Elektrikte ticarethanelere yönelik fiyat artışının, hizmet sektörü fiyatlarını maliyet kanalıyla temmuz ve izleyen aylarda olumsuz yönde etkilemesi beklenmektedir. Akaryakıt fiyatlarındaki artışa istinaden ulaştırma hizmetleri fiyatlarında yukarı yönlü seyir gözlenmektedir. Alkollü içecekler ve tütün grubunda fiyatlar otomatik vergi artışını takiben yükselirken alkollü içeceklerde üretici firma kaynaklı fiyat artışları da görülmektedir. Alkollü ve alkolsüz içecek fiyatlarındaki görünüm, içecek hizmetleri kanalıyla lokanta-otel grubunu da olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, tütün ürünlerinde vergi kaynaklı etkinin kısmi bir şekilde nihai fiyatlara yansıtılması sonucu, artış ihtiyacının bir kısmının sonraki aya sarkacağı tahmin edilmektedir. Gıda grubunda temmuz ayında taze meyve ve sebze fiyatları mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların da etkisiyle önemli ölçüde yükselirken, taze meyve sebze dışı gıdada daha ılımlı bir seyir izlenmektedir. Öncü veriler, son dönemde döviz kurundaki ılımlı görünüm ve iç talep gelişmelerinin yansımalarıyla birlikte temel mal grubunda fiyat artışının diğer gruplara kıyasla ılımlı seyrettiğine işaret etmektedir. Özetle, öncü göstergeler temmuz ayında aylık tüketici enflasyonunu yukarı çekecek kalemlerin enerji, işlenmemiş gıda, alkol-tütün grupları olduğuna, buna karşın bu grupların dışlandığı çekirdek göstergelerde artışın görece daha sınırlı seyrettiğine işaret etmektedir.
25. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir.
26. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir.
27. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edilecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır. Bu çerçevede, mevcut sterilizasyon araçlarına ek olarak, altın ve döviz karşılığında Türk lirası sterilizasyonu yapılabilme imkânı sağlamak amacıyla satım yönlü altın ve döviz karşılığı Türk lirası swap ihalesi işlemleri duyurulmuştur.
28. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
29. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.
30. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.