Yenidoğan çetesi davasında sır ölüm! Gizem çözüldü, gerçek kamera kayıtlarıyla ortaya çıktı
Yenidoğan çetesi ile ilgi yürütülen soruşturmada ismi geçen Satılmış Çim'in sır ölümü kafalarda soru işaretlerine yol açmıştı. Avcılar Hospital'ın depo sorumlusu Çim, 2 gün arandıktan sonra sağ kol bileğinde 2 tane iğne iziyle bulunmuştu. Kamera kayıtlarıyla şüphe uyandıran ölümün perde arkasındaki gerçek gün yüzüne çıktı.
Bebekleri vahşice öldüren yenidoğan çetesi ile ilgili dava devam ediyor. Bu sırada İstanbul Küçükçekmece'de pazar günü bir kişinin otomobilde cesedi bulunmuştu. Yapılan incelemelerin sonucunda şahsın iki gündür kayıp ilanıyla aranan Satılmış Çim'e ait olduğu gün yüzüne çıkmıştı.
YENİDOĞAN SORUŞTURMASINDA İSMİ GEÇİYORDU
Çalışmaların devamında yenidoğan çetesi soruşturmasında adı geçtiği ve kapatılan Avcılar Hospital Hastanesi’nin depo sorumlusu olarak çalıştığı öğrenildi. Sağ kol bileğine iki adet iğne vurulan Çim’in cansız bedeni Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı.
"KAMERA KAYITLARIYLA KESİNLEŞTİ"
Kamera kayıtlarıyla birlikte Çim'in ölüm nedeni belli oldu. Gazeteci Ceylan Sever'in aktardığına göre Çim'in intihar ettiği kesinleşti.
İNTİHAR ETMİŞ
Sosyal medya hesabından son gelişmeyi duyuran Sever, "Yenidoğan çetesi davası kapsamında kapatılan Avcılar Hospital’ın depo sorumlusu Satılmış Çim’in intihar ettiği kamera kayıtlarıyla kesinleşti" dedi.
"BAHİSTE PARA KAYBETTİĞİNİ SÖYLEYİP 'HAKKINI HELAL ET' DEDİ"
Yine Sever'in belirttiğine göre; "Çim'in eşi, hayatından endişe duyduğu için kayıp başvurusunda bulunduktan sonra ifadesinde “Bahiste para kaybettiğini söyleyip 'Senin ve çocukların yüzüne bakamam, hakkını helal et' dedi. Bir daha ulaşamadım, hayatından endişe ediyorum” dedi.
DAVADA MÜŞTEKİLERİN BEYANI ALINIYOR
Öte yandan AA'nın aktardığına göre; Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar ile bir kısım müşteki ve tarafların avukatları katıldı.
Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
18 Kasım'da başlayan, 22'si tutuklu 47 sanığın savunma yaptığı duruşmada, müştekilerin beyanları alınıyor.
Duruşmada, maktul bebek Kerem Muhammed Tokluoğlu'nun babası müşteki Mustafa Mevlüt Tokluoğlu beyanda bulunuyor.
HEDEFLERİ: SGK'DAN ÜST SINIRDA ÖDEME ALMAK
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede belirtiliyor.
İŞTE İSTENEN CEZALAR
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.