Yenidoğan çetesi davasında 3. gün
Para için bebekleri yoğun bakımda öldürmekle suçlanan yenidoğan çetesi davasında üçüncü gün... Dün, tutuklu sanık hemşire Deniz Korkmaz ise çöpe atılması gereken ilaçları sattığını itiraf etti. Mahkeme başkanının, 'Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir' sözünü sorması üzerine Korkmaz, "Kurtlar vadisinde bir replik vardı. Onu kullandım" yanıtını verdi. Duruşma 9.30'da başladı. İşte dakika dakika yaşananlar...
Türkiye yeni doğan çetesi skandalıyla şaşkına döndü. Onlarca bebeği sözde 8 bin TL için öldürdükleri iddia edilen çete ile ilgili daha korkunç iddialar ortaya atılıyor... Yeni doğan çetesi davasının 2. gününde 5 zanlı dinlendi. Geriye 41 zanlı kaldı. Duruşmanın 3. gününde zanlıların ifadesi alınmaya devam ediliyor.
Dakika dakika duruşmadan detaylar haberimizde...
"10 yaşında oğlum var, tahliyemi isterim" diyen Dr. Rıza Keykubad’a, ölen bebek Kaya’nın avukatı, tepki gösterdi. "Sanık, 10 yaşında çocuğu olduğunu belirterek algı yaratıyor. Kaya Bebeğin babası, bebeği morgdan bisküvi kutusuyla alıp 1,5 saat boyunca taşımak zorunda kalmıştır. Ancak travmayı yaşayan Kaya Bebeğin annesi ve babasıdır”
Dr. Rıza Keykubad savunmasını okuyor: “Fırat Sarı ve İlker Gönen ile hiçbir ortamda bulunmadım, kendilerine sorabilirsiniz. Bebek Kaya’yı ben ve eşim görmedik. Güney Hastanesi’nde kaydının yapıldığını da bilmiyorum. Bize iftira atıyorlar”
“Güney Hastanesi’nde bir bebeğin öleceğinin anlaşılması üzerine alelacele doktor aramışlar. Bu taleplerde bellidir. Ne ben ne de eşim Kaya bebeği gördük. Bu tamamen bir oyun. Biz yabancıyız diye mi böyle yaşıyorlar bilmiyorum. 10 yaşında oğlum var, 7 aydır tutukluyum. Tahliyemi isterim”
Pratisyen hekim olduğunu söyleyen Rıza Keykubad’ın, eşi Uzm. Dr. Hilda Keykubad’ın diplomasını kullanarak Esenler Güney Hastanesi’nde yetkisi olmayan bir bölümde çalıştığı belirtilmişti. Tutuklu Rıza Keykubad getirildi, savunmasını yapıyor. Hemşire Damla Atak yerine gönderildi.
Rıza Keykubad, kağıda yazılı savunmasını okudu.
Savcı elinde kağıt olması nedeniyle savunmasının geçerli olmayacağını söyledi.
Rıza Keykubad’ın avukatı, savcıya itiraz ediyor, kağıt üzerinden savunma yapma hakkının olduğunu söyledi.
Rıza Keykubad: "Bebek Kaya’yı ben ve eşim görmedik. Güney Hastanesi’nde kaydının yapıldığını da bilmiyorum."
Doğa Hastanesi’nin avukatı, mahkemede, savcının tehdit edildiği görüntüler ile Kaya Bebeğin ihmalle ilgili görüntülerini yayımlayan gazeteci Emrullah Erdinç’i hedef aldı. Yenidoğan Çetesi davasında, Kaya bebeğin ölümünde ihmalden sorumlu tutulan hemşire Damla Atak, çete lideri olduğu ifade edilen Fırat Sarı’yı ilk kez Doğa Hastanesi’nde gördüğünü ancak orada bir anlaşmasının olmadığını, daha sonra Duygu Hastanesi’nde görüp tanıştığını söyledi. Bunun üzerinde Doğa Hastanesi’nin vekili avukat Ümit Kaya söz aldı.
“İNFİAL YARATMAYA ÇALIŞIYOR”
SGK'dan para alabilmek için 12 bebeğin ölümüne yol açıldığı soruşturmasını yürüten savcının, makam odasında tehdit edildiği anları yayınlayan Gazeteci Emrullah Erdinç’i hedef alarak “Kendisini gazeteci diye tanıtan Emrullah Erdinç’e kamu nezdinde infial yaratmaya çalışıyor" diyerek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı araya girdi, avukata devam izni vermedi!
Kaya Bebeğin avukatı, Damla Atak’a soruyor:
- Kaya Bebeğin yatışı 6 gün gösterilmiş.
Damla Atak: "Sizden öğreniyorum."
- 4 bin liraya ilaç aldırmışsınız, kullandınız mı?
Damla Atak: "İlaçların adını öğrenebilir miyim?"
- Baba şu an hatırlamıyor.
Damla Atak: "Yoğun bakımda bebeğe dışarıdan gelen bir ilaç kullanılmadı."
- Baba, bizzat eline tutuşturulan kağıtlarla ilaç almış.
Damla Atak: "Bunun mümkünatı yok, gerçekten öğrenmek istiyorum. Reçeteli mi?"
- Reçeteli olsa bilirdik zaten, biliyor musunuz?
Damla Atak: "Hayır, ilk defa sizden duyuyorum."
Üye Hakim, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan Hemşire Damla Atak’a soruyor:
- Nöbet listesini haftalık mı hazırlıyorsunuz?
Damla Atak: "Haftalık."
- Nöbet listesi başhemşireye gidiyor muydu?
Damla Atak: "Gidiyordu, ay sonunda."
- Yani o gün hangi hemşirenin nöbetçi olduğundan haberleri olur muydu?
Damla Atak: "O gece Batuhan Çetin’in olduğunu biliyorlardı."
Mahkeme Başkanı, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan hemşire Damla Atak’a soruyor:
- Gıyasettin ile samimiyetin var mıydı?
Damla Atak: "Evet."
- Ne kadar?
Damla Atak: "İleri derecede samimiyetimiz vardı." (Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor)
Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan hemşire Damla Atak: "Duygu Hastanesi’nde Fırat Sarı ile çalıştık. Oranın dört dörtlük bir yönetimi vardı. Bende kesinlikle ilaç talepleri olmamıştı. Güney Hastanesi’nde de yönetim çok titizdi."
Mahkeme Başkanı, hemşire Damla Atak’a soruyor:
- Sabah 08.00’de ne oldu?
Damla Atak: "Saat 08.00’de gittim, bebek alanda değildi. Gittiğimde bebeğin öldüğünü söylediler. Daha sonra denetimciler geldi ve dosyayı istedi."
- Kamera kayıtlarına ilişkin ne diyeceksin?
Damla Atak: "Bu kameraların çıkarıldığını biliyorum ama başhekime hesap soramam. Kameraları çıkardıklarını biliyorum ama bebek Kaya’dan önce mi yoksa sonra mıydı, hatırlamıyorum."
- Batuhan Çetin seni bebek için aradı mı?
Damla Atak: "Hayır, aramadı. Savcı, bebek ölümünün bana kalacağını söyledi ama beni aramadı ki. Evim Güney Hastanesi’ne 10 dakika mesafede. Gece saat 4’te kalkıp gittiğim hastalar oldu."
Kaya Bebek’in Ölümü Üzerine Damla Atak’ın Savunması: "Ben de orada olsaydım, sorun değişmeyecekti. Yine bebek eks olacaktı, yine ihmalden sorumlu tutulacaktım. Beni arasa gider miydim? Vicdanen giderdim. Haberim olmadığı halde bebek Kaya’nın ölümünden sorumlu tutuluyorum, kabul etmiyorum"
Mahkeme Başkanı, hemşire Damla Atak’a soruyor:
Damla Atak: "Gece sorumlusu olarak çalışıyordum. Batuhan Çetin de gece sorumlusuydu. O gece shift olarak Batuhan’ı bıraktığım için Kaya Bebek’in ölümünden sorumlu tutuluyorum. Evet, Batuhan hemşire yardımcısı ama bana gece sorumlusu olarak tanıttılar. Ona bakarsanız ben de acil tıp teknisyeni çıkışlıyım, benim de orada olmamam gerekirdi."
Damla Atak: "Bebeğin kalp atımında bir sıkıntı yoktu. Savcılık ifadesinde bana 'Bebeğin kötü olduğunu bilerek Batuhan’a neden bıraktın?' diye sordular. Evet, Batuhan’ı bıraktım ve eve gittim ama bebeğin acil bir durumu söz konusu değildi. 500 gramlık bir bebekten bahsederken, meslektaşlarım bilir ki genel durumu kötü olarak bildirilir. Ancak o an için acil bir durum yoktu."
Mahkeme Başkanı, hemşire Damla Atak’a soruyor:
- Bebek Kaya'nın doğumuna kim girdi?
Damla Atak: "Bebeğin doğumuna kendim girdim. Anestezi doktoru ile birlikte doğumdan sonra hep beraber yenidoğan yoğun bakıma çıktık. Bebeğin durumu zaten kötüydü. Doktor hastaneden ayrıldı, 500 gramlık bebek hastanedeydi. Bebeğin akciğerleri kanıyordu, başhekime yazdım. Sabah Ali Bey, başhekim olarak yoğun bakıma geldi ve yapılacakları sordu. Bunun ardından yapılması gerekenlerin yapıldığını söyledim ama bizi o süreçte yönlendiren bir doktor yoktu. Daha sonra klinikte Oktay Bey vardı, onu getirdi. Ancak Oktay Bey yenidoğanla ilişkili bir doktor değildi, yoğun bakıma bakması gerekmiyordu. Oktay Toruldu ismi, kendisini suçlamıyorum. Bu onun görevi değildi zaten. Kendisi çocuk alanında uzman bir doktordu."
- Bebeğin gelişini kim sağladı?
Damla Atak: "Aslında bize gelen anneydi. Anne getirildi. Annenin Esencan Hastanesi’nde bekletildiğini, daha sonra Güney Hastanesi’nde yer bulunduğunu biliyorum ama yenidoğan yoğun bakımı ile ilgili görüşme yapıldı mı bilmiyorum."
- Bebeğin doğum doktoru kimdi?
Damla Atak: "Songül Hanım, ama soyadını bilmiyorum."
Duruşma aradan sonra devam ediyor. Kaya Bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan Damla Atak konuşuyor.
Duruşmaya ara verildiği sırada, kendilerinin avukat olduğunu belirten anne ve baba, salonda bağırarak Doktor Dursun Eryılmaz’a kendi bebeklerini öldürdüğünü söyledi. “Sen de yargılanacaksın” dediler. Salondan çıkarılmaları istendi.
Üye Hakim: - Bebek hayatını kaybettikten sonra İlker Gönen’i arıyorsunuz. Doktor Dursun yerine neden doğrudan İlker’i arıyorsunuz?
Çağla Durmuş: İlker Gönen, Doktor Dursun’dan daha bilgili.
Üye Hakim: - Bebeğin durumundan daha mı haberdardı?
Çağla Durmuş: Tabii ki.
Üye Hakim: - O zaman siz sürekli İlker Bey’e bebeklerin durumunu iletir miydiniz?
Çağla Durmuş: Evet, genel olarak.
Mahkeme Başkanı: - Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?
Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı hastayı entübe göster derdi.
Mahkeme Başkanı: - Olması gereken ne?
Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.
Mahkeme Başkanı: - Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?
Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.
Mahkeme Başkanı: - İlker Gönen ile neden senin daha çok konuşman var?
Çağla Durmuş: Bilgili bir hekim, ona danışıyorduk.
İddianameye göre, Yalova’dan Bağcılar’a sevk edilen Sibel Karakoç’un bebeği Havvanur, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybetti. Hemşire Çağla Durmuş’a soruldu:
- Karakoç bebek kötüleştiğinde ne yaptınız?
Çağla Durmuş: "Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı."
Mahkeme Başkanı: - Mehmet nerede çalışıyordu?
Çağla Durmuş: "TRG Hospital."
Mahkeme Başkanı: - Doktor olarak kim vardı?
Çağla Durmuş: "Dursun Bey vardı ama o an lavaboda mıydı bilmiyorum.
Özel hastanelere hasta gönderdiği belirtilen Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Dermir hakkında:
Mahkeme Başkanı: - 328. sayfada geçen Gıyasettin Mert ile konuşman var. “Herkes nerede çalıştığımızı, nasıl yaptığımızı biliyor” demişsin. Gıyasettin de “Herkes aynı şeyi yaptığı için çok zor” demiş. Bu konuşmayı nasıl açıklıyorsun?
Çağla Durmuş: Burada işletme mantığından bahsediyorum.
Mahkeme Başkanı: - Gıyasettin’i nereden tanıyorsun?
Çağla Durmuş: Ambulans şoförüydü.
Mahkeme Başkanı: - Ben hâkimim mesela, avukatlık yapamam, hukuki danışmanlık veremem. Gıyasettin 112 çalışanıyken bu hasta transferini nasıl yapabiliyordu?
Çağla Durmuş: Ben sadece hasta transferi yaptığını biliyorum.
Mahkeme Başkanı, hemşire Çağla Durmuş’a soruyor:
- Savunmanı yapacak mısın?
Çağla Durmuş: "Yapacağım efendim."
- Başla, sorulara geçelim.
Çağla Durmuş: "Herhangi bir örgüte üye değilim, ortada örgüt var mı bilmiyorum. Böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. 13 yıldır hiçbir hatayı ihmal etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum, dolandırıcılığı da kabul etmiyorum. Hastane maaşıyla geçinen bir insanım, bir sürü borcum var. Dolandırmış olsam çok daha fazlası olurdu."
- Ölüme ilişkin ne diyeceksin?
Çağla Durmuş: "Kabul etmiyorum."
- Kolluk ifadenin 43. sayfasında İlker Gönen ile bir konuşman var. 'Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa' demişsin. Ne diyorsun?
Çağla Durmuş: "Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum."
- Malzemesizlikten gerginim demişsin.
Çağla Durmuş: "Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk."
Mahkeme Başkanı: - "Bakalım bir şey yakalayacaklar" demişsin. Neyi kastediyorsun?
Çağla Durmuş: Eksikliklerden bahsediyorum, çünkü vardı.
Mahkeme Başkanı: - Ne anlamda eksiklikler?
Çağla Durmuş: Dosyalama işlemleri hakkında.
Cansu Akyıldırım, yerine geçti. Hemşire Çağla Durmuş getirildi.
Cansu Akyıldırım’ın savunmasını üstlenen avukat konuşmasını tamamladı.
Mahkeme Başkanı: "Maddi gerçeğin ortaya çıkması için elimizden geleni yapıyoruz."
Cansu Akyıldırım’ın avukatı: “Biz, 'Bakırköy’de yargıçlar var' demek için buradayız."
Sanık Cansu Akyıldırım’a, hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın neden işten çıkarılmasını istediği soruldu. Akyıldırım: "Bazıları iş hayatında atik insan sever, ben de atik insan severim."
Sanık İlker Gönen’in avukatıyla mahkeme başkanı arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkanı, "Mahkemeyi ben yönetiyorum, siz değil” dedi.
Avukatlar, Cansu Akyıldırım’a soruyor:
- Fırat Sarı hasta olunca gelir miydi?
Cansu Akyıldırım: "Ne zaman hasta olsa, sıkışsam hastalara gelmiştir. Hafta sonları bile gelirdi."
Mahkeme Başkanı:
- Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?
Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.
Mahkeme Başkanı: - Ne zaman tanıştınız?
Cansu Akyıldırım: 2019’da.
Volkan Karataş’ın avukatı, Cansu Akyıldırım’a soruyor:
- Vefat eden Kadan bebeğe müdahaleyi siz mi yaptınız, hocanın kendisi mi yaptı?
Cansu Akyıldırım: "Dursun Bey geldiğinde ben bebeğe oksijen veriyordum, diğer kısmı Dursun Bey yaptı."
- TRG’nin danışmanlık sözleşmesi imzaladığını belirttiniz. Hizmet kapsamına dair bilginiz var mıydı?
Cansu Akyıldırım: "Bilmiyorum."
- Bu süre zarfı içerisinde yenidoğan ünitesi yüzde yüz dolu muydu?
Cansu Akyıldırım: “Hastane yoğun bakımında 32 yatak 10 çocuk vardı dolu değildi”
Avukatı, Cansu Akyıldırım’a soruyor:
- Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan ile husumetin var mı?
Cansu Akyıldırım: "Sevmem ama saygı duyarım. Tam husumet diyemeyiz ama birbirimizden hoşlanmayız."
- İşten çıkarmalarla ilgili yönetime tavsiyede bulundun mu?
Cansu Akyıldırım: "Evet, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan için yönetime söylemiştim. 'Ya onlar ya da ben' dedim."
Mahkeme heyeti, sanık Cansu Akyıldırım’a iddianamede geçen para transferlerini sordu. Sanık hemşire, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.
Akyıldırım: "Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atardı, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım. Birinci Hastanesi’nde çalışırkende böyleydi”
Mahkeme Başkanı, sanık Cansu Akyıldırım’a soruyor: - Sümeyye Nur Arslan, "Sende var mı örnek?" diye soruyor. Sen de, "3. basamak, hiçbiri doğru değil, o adamın yanına gidemem hatta ben bu epikrizlerin hiçbirini savunamam" demişsin. Ne diyorsun?
Cansu Akyıldırım: "Denetim dosyası ile alakalı gördüğüm eksiklikleri Fırat Bey ile paylaştım. Bu epikrizlerin hiçbirini savunayım dediğimde, gördüğüm eksiklikler bunlardı. Sisteme kopyala-yapıştır işlemleri yapıyordum."
Mahkeme Başkanı: - Fırat Sarı’yı ne zamandan beri tanıyorsun?
Cansu Akyıldırım: "2019’dan beri tanıyorum. Reyap’ta beraber çalıştık."
Mahkeme Başkanı: - Ekleyeceğin bir şey var mı?
Cansu Akyıldırım: "Dosya, medya tarafından çok dallanıp budaklandı. Hakkımda çok yanlış ithamlarda bulunuldu. Ben bu zamana kadar maaşlı çalışan biriydim, herhangi bir maddi çıkar elde etmedim. Böyle bir örgütün var olduğunu düşünmüyorum, varsa da ben üyesi değilim. 7 aydır tutukluyum."
Mahkeme Başkanı sanık Cansu Akyıldırım’a satılan ilaçları soruyor.
Cansu Akyıldırım:
"2023 sonlarına doğru, sabah Fırat Sarı beni aradı. Hasan Basri’nin beni işe bırakacağını söyledi. Sonra üçümüz oturduk. Daha sonra Fırat Sarı, ‘Yaptın mı gerçekten?' dedi. Sonra Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı’nın ilaçları sattıklarını söyledi. Ben bunu gözümle görmedim."
Mahkeme Başkanı, sanık Cansu Akyıldırım’ın konuşmalarını okuyor:
- Böyle bir konuşmadan haberim yok. Ben yazan kişi değilim, yazılanı sisteme atan kısmındayım, yetkim yok.
Mahkeme Başkanı: - Peki, o zaman neden konuşmalarda "Epikrizleri değiştirelim, Cansu’yla iletişim kuralım" diyorlar?
Cansu Akyıldırım: Formatı atarlarsa sisteme atarım ama değiştirme yetkim yok. Ben o dönemde Birinci Hastanesindeydim. Böyle bir konuşmadan haberim yok.
Mahkeme Başkanı, sanık Cansu Akyıldırım’a soruyor: - Kolluk fezlekesinin 94. sayfasında, hatta 92. sayfasında da böyle bir konuşma geçtiği belirtiliyor. Ne diyorsun?
Cansu Akyıldırım: Böyle bir konuşmadan bilgim yok, hastayı da hatırlamıyorum. Ancak kalan bebek dediğiniz Suriyeli bir bebek olabilir. O bebek farklı bir bebek, onun göbeğini ben açtım, Dursun Bey açmadı.
Mahkeme Başkanı: - Bu bebek farklı bir bebek mi?
Cansu Akyıldırım: İsmi geçmediği için bilmiyorum. Ama kalan bebeğin göbeğini ben açtım. (Mahkeme Başkanı konuşma metnini okuyor. )
Cansu Akyıldırım: Böyle bir görüşmeden haberim yok ama kalan bebek olabilir. Kalan bebeği anlatabilirim. TRG’de doğdu. Bebek odasından bize geldiğinde mosmordu. Onu kapıya en yakın olan kısma aldım ve o sırada Dursun Bey’i aradım ancak ulaşamadım. Sonra İlker Bey’i aradım, Dursun Bey’e ulaşacağını söyledi. 3-5 dakika sonra Dursun Bey alana geldi. Bebeği makineye bağladık ve çocuğun akciğer filmi istendi. Bu süreçte bebeğin kalbi durdu, müdahale ettik ama geri döndüremedik. Dursun Bey, bebeğin akciğer filmine baktı ve diyafram hernisi teşhisi koydu. Bebeğe 45 dakika boyunca müdahale ettik. İlker Bey de benden akciğer filminin resmini istedi. Ben de ona videoyu gönderdim.
Mahkeme Başkanı: - O dönem sen o hastanede miydin?
Cansu Akyıldırım: Evet, gönüllü gittim. Birinci Hastanesi’ndeydim. TRG’ye yardıma gitmemi söylediler.
Mahkeme Başkanı: - Kim söyledi?
Cansu Akyıldırım: Fırat Bey söyledi.
Mahkeme Başkanı: - Bu olay olduğunda sen Birinci Hastanesi’nde miydin?
Cansu Akyıldırım: Evet.
Mahkeme Başkanı, sanık Cansu Akyıldırım’a soruyor:
- Savunmanı yapacak mısın?
Cansu Akyıldırım: "Öncelikle, 2012 ile 2019 yılları arasında farklı hastanelerde görev yaptım. 2019-2022 yılları arasında ise Reyap Hastanesi’nde çalıştım. Ancak, iddianamede Çorlu Reyap’ta çalıştığım belirtilmiş, bu doğru değil. 2023 yılında Özel TRG Hastanesi’nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Bunun dışında, ailemden maddi destek alıyorum. Örgüt ya da çeteye üye olma suçlamasıyla ilgili böyle bir yapının var olduğunu düşünmüyorum."
Mahkeme Başkanı: - İddianamede geçen "işletme" tabirinden ne anlaşılıyor? Bu işletme nedir?
Cansu Akyıldırım: "Şöyle, Medicence başlığı altında bir işletme var. Ancak, yalnızca birkaç hastane bu kapsamda yer alıyordu. TRG ve Birinci Hastaneleri Medicence’den alım yapıyordu; Reyap ise bu kapsama dahil değildi."
Mahkeme Başkanı: - Peki, 'danışmanlık' dediğiniz şey nedir? Cansu Akyıldırım: "Hasta danışmanlığı aldığımız bir yer."
Mahkeme Başkanı: "Duruşma disiplini için taraflar ve seyirci bölümünden konuşulmasın. Taraflardan biri konuşursa bir kez uyarırım, seyirci kısmından olursa dışarı çıkarırım."
Bakırköy Adliyesi, 21. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nda görülen duruşmaya mağdur ve müştekiler, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları katılıyor. 19 özel hastanenin iddianamede yer aldığı davada sanıklar hakkında 17 bin yıl hapis cezası isteniyor.Bugün yapılan duruşma hemşire olarak görev yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök'ün savunmasıyla başladı. Gök'ten sonra tutuklu hemşire Deniz Korkmaz savunmasını yaptı.Ambulans şoförü tutuklu sanık Hüseyin Gündüz'ün savunmasının ardından duruşma yarın sabah saat 09.30'a ertelendi.
DURUŞMANIN 2. GÜNÜ
Duruşmanın 2. gününde yaşananlar...
Fehmi Alperen’in avukatı: "Bu olayla ilgili sosyal medyada oluşan algıdan şunu görüyoruz: Müvekkilim ve ailesi büyük bir travma yaşamaktadır. Psikolojileri çok etkilenmiştir ve bu travmanın izlerini silmesi kolay olmayacaktır. Burada suçlanan kişiler mağdur edilmiştir. Müvekkilim mağdurdur."
Dr. Rıza Keykubad’ın avukatı savunmasında şunları söyledi: "Müvekkilim, Damla Atak ile tanışmıyor ve kendisiyle hiçbir iletişimi yoktur. Kaya Bebeğe yönelik ihmal nedeniyle tutukludur. Savcı, çağrıya rağmen hastaneye gelmediğini ve Batuhan Çetin isimli hemşire yardımcısına 'tüpünü çek' dediğini iddia etmektedir. Ancak müvekkilim Güney Hastanesi’nde hiç çalışmamıştır ve herhangi bir hükümlülüğü yoktur. Müvekkilim, yalnızca Batuhan Çetin’e yetkilileri araması yönünde bir yönlendirme yapmıştır. Batuhan ise entübasyon fişinin çekildiğini söylediğini iddia ediyor. Medyada 'çek tüpünü gitsin' gibi ifadeler yer almış ve bu durum müvekkilimin daha zor günler geçirmesine neden olmuştur. Masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Müvekkilimizin böyle bir tapesi yoktur. Damla Atak da Batuhan Çetin’in kendisine 'Rıza Hoca için çek tüpünü gitsin' gibi bir şey söylemediğini ifade etmiştir. Müvekkilim Kaya Bebeği görmemiştir ve burada müdahalede bulunmasının beklenmesi problem teşkil etmektedir."
Sanık doktor İlker Gönen’in avukatı Aydın Mantar, Fehmi Alperen’e soruyor:
Doktor İlker Gönen’in Avukatı Aydın Mantar: “Anadolu Hastanesi veya Birinci Hastanesi’nde yetişkin yoğun bakım ünitesini yönetiyor olabilir misiniz?”
Fehmi Alperen: Hayır, yapmıyorum.
Dursun Eryılmaz’ın avukatı Fehmi Alperen’e soruyor:
Avukat: İBB’deki çalışma saatiniz nedir?
Fehmi Alperen: 24 saat çalışıp 72 saat izin yapıyorum.
Avukat: Bir şirketiniz olduğunu söylediniz. Çalışmadığınız bir hastanedeki personelin işe gidip gelişini nasıl öğrendiniz?
Fehmi Alperen: Duyum üzerine yapılan yorum.
Avukat: Dr. Dursun Eryılmaz’ı tanır mısınız?
Fehmi Alperen: Birinci Hastanesi’nden tanıyorum.
Erhan Karaduman’ın avukatı Fehmi Alperen’e soruyor:
Avukat: Fırat Sarı ile menfaat ilişkiniz neden bozuldu? (Fehmi Alperen’in avukatı, soruya itiraz etti. Mahkeme, sorunun sorulmasına karar verdi.)
Fehmi Alperen: Bu olayları öğrendiğimde kendileri gidip benim hakkımda bir şeyler söylemiş. Fırat Sarı ile hiçbir olayım yoktur. Yıllardır kendi hesabıma gelen 1 TL para yok.
Avukat: Bağcılar Medilife Hastanesi’ne hasta sevki yapıyor muydunuz?
Fehmi Alperen: Hayır.
Mahkeme başkanı Fehmi Alperen’e soruyor:
Mahkeme başkanı: Seninle ilgili Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan’ın aleyhine ifadeleri var.
Fehmi Alperen: Hasan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök’e katılmıyorum. İddianamede Hasan Basri Gök’ün süreci yönettiği bellidir. Tarafıma iletilen suçlamalar iftiradır. Fırat Sarı, Hakan ve Hasan arasında sevk işlemleri görülmektedir.
Mahkeme başkanı: Denetimle ilgili ifade vermişsin, "Hasta dosyalarının SGK’ya epikriz raporlarının uyarlanması gerekiyordu, aksi takdirde SGK’yı dolandırdıkları ortaya çıkacaktı" demişsin.
Fehmi Alperen: Hakan Doğukan Taşçı’dan duydum.
Mahkeme başkanı: Kendi bilgin yok mu?
Fehmi Alperen: Ben o dönem buralarda çalışmıyordum.
Mahkeme başkanı: Yine Hakan Doğukan Taşçı’nın kendisini doktor olarak tanıttığını söylemişsin.
Fehmi Alperen: Doğru.
Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan Taşçı’nın, taburcu edilmesi gereken bebekleri taburcu etmeden SGK dolandırıcılığı yaptığını söylemişsin.
Fehmi Alperen: Bu konuları bana söyleyen kendisidir. Birinci Hastanesi’nden ayrılınca bana anlattı, ben de savcıya anlattım.
Mahkeme başkanı Yenidoğan Çetesi'nin hastaneye sevk işlemlerini yürüttüğü iddia edilen Fehmi Alperen’e soruyor:
Mahkeme başkanı: Normalde ne iş yapıyorsun?
Fehmi Alperen: Ambulans şoförüyüm.
Mahkeme başkanı: Nereye çalışıyorsun?
Fehmi Alperen: İBB’ye.
Mahkeme başkanı: Kaç yıldır?
Fehmi Alperen: 17 yıldır.
Mahkeme başkanı: Bir de şirketin mi var?
Fehmi Alperen: Evet.
Mahkeme başkanı: Bebek sevki ile ilgili ne diyeceksin?
Fehmi Alperen: Avrupa yakasında 4 ambulans vardır bebek sevki ile ilgili. (Özel olmayanlar için anladım.) Bu iddiaları kabul etmiyorum.
Hüseyin Gündüz’ün avukatı: (CUROSURF İlacı hakkında) "Bu ilaçlar birden fazla kişi ve hemşire tarafından birden fazla kişilere satılıyor zaten. Kendileri söylüyorlar. Sanki müvekkilim olmasaydı bu ilaçlar hastane dışına çıkarılamaz gibi bir algı oluşturulmuş. İddianameye birden bire 'örgüte üye olmamakla birlikte yardım etme' maddesi de eklendi.
Hukukçu olarak şunu soruyorum: Hüseyin Gündüz’ün bu dosyada ne işi var? Müvekkilim hakkında dosyada hiçbir şey yok. Müvekkilim yol mu göstermiş, birine bir vaatte mi bulunmuş? Neden bu maddeyle iddianame düzenlendiği sorusuna cevap da yok. Yargıtay daha önce benzer durumda beraat kararı verdi.
Mahkeme başkanı Ambulans şoförü Hüseyin Gündüz’e soruyor:
Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan Taşçı’yı tanıyorum, diğerlerini tanımıyorum dediniz. Hakan Doğukan Taşçı dışında kimi tanıyorsunuz?
Hüseyin Gündüz: Volkan Hoca.
Mahkeme başkanı: Volkan Hoca derken?
Hüseyin Gündüz: Simayen. Çağla ve Ceylan’ı da simayen.
Mahkeme başkanı: Ne ilacı aldınız?
Hüseyin Gündüz: Kuruson
Mahkeme başkanı: Kaça sattınız?
Hüseyin Gündüz: 1000 TL.
Mahkeme başkanı: Kaça aldınız?
Hüseyin Gündüz: 600 TL.
Mahkeme başkanı: Savunmanı yapacak mısın?
Hüseyin Gündüz: Evet, dosyada üzerime atılı suçları kabul etmiyorum.
Hüseyin Günerhan’ın avukatı, “Sadece kamuoyunun tatminine yönelik tutuklanan müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” dedi.
Reyap Sağlık Hizmetleri avukatı, sanık Hüseyin Günerhan’a soruyor:
Avukat: Hasta bir çocuğu hangi hastaneye götürmek istersiniz?
Mahkeme başkanı: Bu reklam gibi. (Soruya itiraz etti)
Savcı, Sanık Hüseyin Günerhan’a soruyor:
Savcı: Doğukan ile bir konuşmanız var. Doğukan seni arıyor ve bir doktor size “örgüt müsünüz?” diye sormuş. Sen de cevap olarak “Aynen öyle” demişsin. Buradaki kastın nedir?
Hüseyin Günerhan: Yani şöyle, bizim daha önce Doğukan ile bir konuşmamız vardı. Fırat Sarı’nın PKK ile ilgili eski dosyasını söylüyorum. “Bizi de riske atarlar” diyorum. (Savcı sormaya devam ederken, sanık avukatı araya girerek sorulara itiraz etti.)
Savcı: Güney Hastanesi’nden neden ayrıldın?
Hüseyin Günerhan: Açıkladım zaten.
Savcı: Şu açıdan soruyorum, Fırat Sarı Güney Hastanesi ile irtibatını kesiyor ve sen de ayrılıyorsun. Sen kendin mi ayrıldın?
Hüseyin Günerhan: Evet, kendim ayrıldım.
Mahkeme başkanı Sanık Hüseyin Günerhan’a soruyor:
Hüseyin Günerhan: Orada çalışan bir arkadaşımız anlatmıştır, duymuşuzdur. Güney Hastanesi’nde çalıştım. Reyap’taki olayları nereden bilebilirim?
Mahkeme başkanı: Şu an kayıt var, çelişki var. Bunu sormak zorundayım.
Hüseyin Günerhan: Tamam.
Mahkeme başkanı, Kaya Bebek’le ilgili bir soru sordu.
Hüseyin Günerhan: Hastanede nöbetçi hekim yoksa bunun sorumlusu başhekimdir dedim.
Sanık Hüseyin Günerhan’ın savunması: Herhangi bir örgüt üyesi değilim. Örgüt yok. 3 ay boyunca cinayet koğuşunda yattım. 2 ay sonra savcılık ifadesine çağrıldım. Daha sonra bana “Pardon” dendi ve koğuşum değiştirildi. Bir “Pardon” ile mi? Bebek katili olarak lanse edildim. İçeride bana bir şey yapabilirlerdi.
Hemşire Deniz Korkmaz’ın ifadesi tamamlandı. Sanık Hüseyin Günerhan getirildi.
“BANA AKIL VERMEYİN”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme başkanı Sanık Hüseyin Günerhan’a soruyor:
Mahkeme başkanı: Neler diyeceksin?
Hüseyin Günerhan: Örgüt yok, kabul etmiyorum. Hepimiz farklı hastanelerde çalışıyoruz.
Mahkeme başkanı: Sen ne olarak çalıştın?
Hüseyin Günerhan: Hemşireyim.…
Avukatlardan, Hemşire Deniz Korkmaz’a: “Çalıştığınız hastanelerde neden çalıştınız?”
Deniz Korkmaz: Taş mı yiyelim?
Yenidoğan Çetesinin kilit isimlerinden İlker Gönen’in avukatı, Hemşire Deniz Korkmaz’a soruyor:
İlker Gönen’in avukatı: İsminizin neden Deniz olduğunu biliyor musunuz? Bir fikriniz var mı?
Savcı: Bu soruya itirazımız var.
İlker Gönen’in avukatı (itirazdan sonra): İbrahim Kaypakkaya’yı seviyor mu?
Deniz Korkmaz’ın avukatı: Bu soruya da itiraz ediyoruz.
İlker Gönen’in avukatı: Vatan Emniyet'e gitmiş mi? "Aziz milletim" ifadesini kullanmış. Bu kendisiyle uyuşuyor mu?
Sorulara itiraz edildi.
Murat Mantuş’un avukatı, Sanık hemşire Deniz Korkmaz’a soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Murat Mantuş’un avukatı: TRG Hastanesi’nde 1 ay çalışmışsınız. Neden ayrıldınız?
Deniz Korkmaz: Çok yoğun bir hastaneydi.
Murat Mantuş’un avukatı: "Epikriz değiştirildiği yönünde duyumlarım var" demişsiniz.…
Duruşmada avukatlar arasında örgüt tartışması yaşandı. Erhan Karaduman’ın avukatı, Hemşire Deniz Korkmaz’a soru yöneltti.
Hatice Ceren Kırım’ın avukatı araya girdi: "Ortada bir örgüt yok. Davanın sonucunda karar vereceğiz."
Mahkeme başkanı: "Araya girmeyelim."
Savcı, Sanık hemşire Deniz Korkmaz’a soruyor:
Savcı: Okumuş bir insansın, neden üzerine şirket açılmasını kabul ettin?
Deniz Korkmaz: Kendi işimi kurarım diye düşündüm. Ancak olayları görünce kendim gidip söyledim, "Üzerimden alın" dedim. Sonra zaten Fırat Sarı tutuklandı.
Mahkeme başkanı Sanık hemşir Deniz Korkmaz’a soruyor: "Birinci Hastanesi’nde hasta şifa bulmasına rağmen taburcu edilmiyordu demişsin. Orada ne biliyorsun?"
Deniz Korkmaz: Orada Şeyhmuz Doktor vardı, ama hastaya doğru düzgün bakmıyordu. Her şeyi Hakan Doğukan Taşçı’ya yüklemişlerdi.
Mahkeme başkanı: Kaç kere gördün?
Deniz Korkmaz: 4-5 kez gittim.
Mahkeme başkanı: Doktor Dursun Eryılmaz’ı tanıyor musun?
Deniz Korkmaz: Fırat Sarı, kendi kaşesini orada burada kullandırdı.
Mahkeme başkanı: "Dursun Eryılmaz telefonları bile açmaz" demişsin.
Deniz Korkmaz: Böyle duyardım, kendisiyle ilgili.
Mahkeme başkanı: İlker Gönen’i tanır mısın?
Deniz Korkmaz: Fırat Sarı’nın danışmanlık verdiği hastanelere gelirdi. Kendisiyle Duygu Hastanesi’ndeyken bir hasta için konuşmuştum, gelmişti.
Mahkeme başkanı: Murat Mantuş?
Deniz Korkmaz: TRG Hastanesi’nin müdürüdür, oradan tanırım.
Mahkeme başkanı: Bilgisi var demişsin.
Deniz Korkmaz: Evet. Mahkeme başkanı: Nereden biliyorsun?
Deniz Korkmaz: Duyumlarım o yönde. Hastanede olan bitenden habersiz olması imkansız.
Mahkeme başkanı: Renas Kılıç?
Deniz Korkmaz: Reyap Hastanesi’nin erişkin yoğun bakımını doldurmakla görevli olduğunu söylemiştim.
Mahkeme başkanı: Doğru mu?
Deniz Korkmaz: Evet.
Deniz Korkmaz: Benim CİMER şikayeti yapmamın asıl sebebi, insanları para olarak görenlere karşıdır. Vicdanım rahat. Kimsenin canına kast etmedim, zaten mahkemenin de bana yönelik böyle bir iddiası yoktur.
Mahkeme başkanı Sanık hemşir Deniz Korkmaz’a soruyor: "GMZ şirketi üzerine bir bilgin var mı?"
Deniz Korkmaz: Fırat Sarı, şirketi benim üzerime yapacağını söyledi. 'Sen de şirket sahibi olursun' dedi. Ben de maalesef kabul ettim.
Mahkeme başkanı: Şirketi kim yönetiyordu?
Deniz Korkmaz: Sümeyye Nur Arslan.
Mahkeme başkanı: "Şirketle alakalı Hasan Basri Gök’e vekâlet verdim" demişsin. Kendisi ilgileniyor muydu?
Deniz Korkmaz: Genelde para işleriyle Sümeyye ilgileniyordu.
Mahkeme başkanı Sanık hemşir Deniz Korkmaz’a soruyor: "Kanka, 'Denetime gelmişler' demişsin, Doğukan ile konuşmuşsun. Kaya Bebek ile ilgili bilgin var mı?"
Deniz Korkmaz: Sağdan soldan konuşmuşlar, bilgim yok.
Mahkeme başkanı: Savcılıkta ifade vermişsin.
Deniz Korkmaz: Bildiğim her şeyi anlattım.
Mahkeme başkanı: 1 dakika, ifadelerin doğru mu?
Deniz Korkmaz: Duyduğum, gördüğüm, bildiğim her şeyi anlattım.
Mahkeme başkanı: Fırat Sarı’nın kurduğu sistemde yüzde 40 kar aldığını söylemişsin.
Deniz Korkmaz: Evet, doğrudur.
Mahkeme başkanı Sanık hemşir Deniz Korkmaz’a soruyor: "587. sayfada Gıyasettin ile bir görüşmen var. 'Bir tane bebek alacak' demişsin. Esenler Ensar Hastanesi, günlük 2500 TL, peşin alınacak demişsin. Hatırlıyor musun?"
Deniz Korkmaz: Yoğun bakıma bebek geleceği zaman bana bilgisi gelirdi, hazırlık yapardım. Parayı alan ben değilim. Yoğun bakımda verdiğim sağlık hizmeti dışında benim bir dahlim yok. Hastaya ben bakacağım için konuşmuşuz.
“KURTLAR VADİSİ REPLİĞİ”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
“DEVLETİ SOYMAK MİLLETİ SOYMAKTAN ŞEREFLİDİR”
Mahkeme başkanı Sanık hemşir deniz Korkmaz’a soruyor:
Mahkeme Başkanı: "Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir" demişsin. Neden böyle söyledin?
Deniz Korkmaz: Evet, söyledim. "Kurtlar Vadisi" diye…
Duruşmaya 45 dakika ara verildi. Ara sonunda Hemşir Deniz Korkmaz salona getirildi ve mahkeme başkanı sorularına başladı.
“CIMER’E ŞİKAYET BEN YAPTIM BEN TUTUKLANDIM”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı, sanık hemşir Deniz Korkmaz’a soru yöneltiyor.
Mahkeme Başkanı: Kendini tanıt.
Deniz Korkmaz: 7 yıldır bebek yoğun bakımda çalışıyorum, kusura bakmayın, biraz heyecanlıyım.
Mahkeme Başkanı: 2022, 2023 ve 2024’te…
“TAHLİYE TALEBİ”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Hasan Basri Gök’ün avukatları, savunmalarında şunları söyledi:
"Müvekkilimin tutuksuz yargılanması yönünde tahliye talebimiz var."
"İtiraflarda bulunarak dosyanın bu aşamaya gelmesinde fayda sağlamıştır. Bu nedenle tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz."
Bu soruya Sağlık Bakanlığı avukatı itiraz etti.
“112’NİN PARMAĞI VAR MI?”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme sırasında, sanık Hasan Basri Gök’e "112’nin bu işte bir parmağı var mıdır?" (sevklerle ilgili) sorusu soruldu.
Sağlık Bakanlığı avukatı soruya itiraz etti.
Mahkeme heyeti, itirazı kabul etti ve soru sorulmadı.
“MERT DAHA FAZLA PARA İSTİYORDU”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Gıyasettin Mert Özdemir’in avukatı, Hasan Basri Gök, soruyor:
Gıyasettin Mert Özdemir’in avukatı: Siz, Fırat Sarı’nın yakın asistanı olduğunuzu beyan ettiniz. Ayrıca bölgedeki birçok özel hastanenin yoğun bakımlarının doldurulması için…
Batuhan Çetin’in avukatı, Hasan Basri Gök’e soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Batuhan Çetin’in avukatı: Kaya Bebeğin ölümünü Doğukan Taşçı’dan duyduğunuzu söylediniz. Ancak ifadenizde Batuhan’ın bebek ölümünden sorumlu olduğunu söylemişsiniz. Neden?
Hasan Basri Gök: Videoda hemşire yardımcısının…
Daha önce Yenidoğan çetesi ile ilgili böyle bir şema hazırlanmıştı. İfadelerde "Kim kimdir?" diye soranlar için açıklayıcı olabilir.
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Buradaki isimlerden şimdiye kadar Hakan Doğukan Taşçı’nın sorgusu bitti.
Hasan Basri Gök’ün devam ediyor. pic.twitter.com/XR6NhIkKRL
Sümeyye Nur Arslan’ın avukatı, Hasan Basri Gök’e soruyor:
Sümeyye Nur Arslan’ın avukatı: Sümeyye, "Fırat hocanın akıl danışmanıydı" dediniz. Bir hemşire yardımcısı nasıl akıl danışmanı olabilir?
Hasan Basri Gök: Sümeyye hemşire yardımcısı değil ki, bir hemşire.
Sümeyye Nur Arslan’ın avukatı: Tamam, hemşire.
Hasan Basri Gök: Bütün hesap işleri Sümeyye’ye aitti o yüzden dedim.
Sümeyye Nur Arslan’ın avukatı: Sümeyye’den önce hesap işleri size aitti ama? Hasan Basri Gök: Benim hesaplarla alakam yoktu, ailesiyle zaman geçirirdim.
Fırat Sarı’nın avukatı: Ocak ayında işletmeden ayrıldığınızı söylediniz. Ayrıldıktan sonra Fırat Sarı sizi tehdit etti mi?
Mahkeme Başkanı: Bunu niye soruyorsunuz?
Fırat Sarı’nın avukatı: Örgüt diyorsunuz, herhangi bir baskı olduysa diye soruyorum.
Hasan Basri Gök: Baskı olmadı.
Fırat Sarı’nın avukatı, Hasan Basri Gök’e soruyor:
Fırat Sarı’nın avukatı: Bu epikrizlerin son halini kim belirliyor?
Hasan Basri Gök: Nasıl kim?
Fırat Sarı’nın avukatı: Elektronik imza mı atılıyor?
Hasan Basri Gök: Evet.
Fırat Sarı’nın avukatı: Sonra değiştirilmesi mümkün mü?
Hasan Basri Gök: Hayır, bunlar ay sonunda yazılır.
Fırat Sarı’nın avukatı: Ocak ayında işletmeden ayrıldığınızı söylediniz. Ayrıldıktan sonra Fırat Sarı sizi tehdit etti mi?
Mahkeme Başkanı: Bunu niye soruyorsunuz?
Fırat Sarı’nın avukatı: Örgüt diyorsunuz, herhangi bir baskı olduysa diye soruyorum.
Hasan Basri Gök: Baskı olmadı.
Reyap Hastanesi’nin avukatı, sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Avukat: Doktor Fırat Sarı’nın işletmesindeki amaç, hastaneleri dolandırmak mı yoksa bebekleri yaşatmak mı?
Mahkeme Başkanı: Bu şahsi bir yorum. (Reyap Hastanesi’nin avukatı bir soru daha sordu.)
Mahkeme Başkanı: Reyap Hastanesi vekilinin böyle bir soru sorması tuhaf oldu.
Sanık avukatlarından biri, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Avukat: Kaya Bebeğin ölümünden hemşire Damla’nın sorumlu olduğunu düşündüğünüzü söylemişsiniz. O gece Damla Hemşire orada değilmiş. Neden böyle dediniz?
Hasan Basri Gök: Gece doktor olsaydı o bebek yaşardı. Hemşire yardımcısı elinden geleni yapmış. Hemşire yardımcısı sadece çarşaf değiştirir. (Damla hemşirenin çıktıktan sonra hemşire bırakması gerektiği anlamında cümle kurdu)
Avukat: Damla Hemşire’nin kasten yaptığınımı söylüyorsunuz? Hasan Basri Gök: Doktor olsaydı, bunu doktora net şekilde söylerdim.
Şafak Hastanelerinin avukatı, Hasan Basri Gök’e soruyor:
Avukat: Şafak Hastanesi'nde usulsüzlüklere şahit oldunuz mu?
Hasan Basri Gök’ün avukatı: İtiraz ediyoruz, zaten bu soruya cevap verdi.
Mahkeme Başkanı: Bu sorunun sorulmamasına karar verildi.
Avukat: GOP Şafak’ın da Fırat Sarı’nın işletmesi dahilinde olduğunu söylediniz... Hasan Basri Gök’ün avukatı tekrar araya girerek soruya itiraz etti.
Doktor Şeyhmuz Çelik’in avukatı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Avukat: Şeyhmuz Çelik ile çalıştınız mı?
Sanık: Hayır. Avukat: Hakan Doğukan Taşçı, 112’yi arayıp kendisini doktor olarak tanıttı mı?
Sanık: Evet, Şeyhmuz hocanın haberi vardı. (Avukatın bir sonraki sorusuna mahkeme heyeti tepki gösterdi.)
Mahkeme Heyeti: Bu soru itham edici bir soru. Biz böyle sorular sormuyoruz. Avukat: Zaten örgüt şeması oluşmuş, yasal olarak sakıncası yok.
Hasan Basri Gök’ün avukatı, diğer avukatların yönelttiği sorulara itiraz ediyor.
“ÖLÜM BAŞIMIZA KALMASIN, 'DEVLET BİZİ Sİ…K' DİYORSUN”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Savcı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Savcı: "Ölüm başımıza kalmasın, 'devlet bizi si…k' diyorsun. Neden böyle diyorsun?"
Sanık: Vicdanen kendimi sorumlu hissettim.
Savcı: Bu ölen Serdarov Bebek miydi?
Sanık:…
Ahmet Davutoğlu mahkeme salonuna geldi.
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
“BORÇ ALIP VERİYORDUK”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Heyeti soruyor:
Mahkeme Heyeti: Aylık şu kadar para vereceğim diye bir anlaşmanız olmadı mı?
Sanık: 20-25 bin lira.
Mahkeme Heyeti: Epikrizlerle ilgili bir anlaşmanız var mıydı?
Sanık: Anlaşmamız yoktu.
Mahkeme Heyeti: Hasta sevkiyle…
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gökdemir’e soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: (Sanığın bir konuşmasını okudu)
Sanık: Fırat Sarı’nın belirlediği basamaklar vardı. Denetim olunca bu basamakları düşürüyorduk.
Mahkeme Başkanı: Neden, doğru değil miydi?
Sanık: Başta söyledim…
“BEBEK BAŞI KOMİSYON”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: Fehmi Alperen kim?
Sanık: Birinci Hastanesi’nde görüyordum.
Mahkeme Başkanı: Bebek başı komisyon alıyor muydu?
Sanık: Evet, ama canlı canlı görmedim. Kimse böyle bir şeyi açıkça yapmaz zaten.
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: Batuhan Çetin’i tanıyor musun? (Batuhan videolardaki kişi)
Sanık: İsmen tanıyorum, kendisini görmedim.
Mahkeme Başkanı: Emine Avcı?
Sanık: 3-4 defa görüştüm.
Mahkeme Başkanı: Denetim zamanı ne yaptı?…
“BEBEK ŞU AN YAŞIYOR OLURDU”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Mahkeme Başkanı: Opara Bebeğin ölümü ile ilgili ne biliyorsun?
Sanık: WhatsApp görüşmelerini gördüm.
Mahkeme Başkanı: Kimle kim arasında?
Sanık: Tuğçe ve Doğukan. Fark etmemişler.
Mahkeme…
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek ile ilgili bilgin var mı?
Sanık: Sevkini biliyorum.
Mahkeme Başkanı: Kim sevk etti?
Sanık: Fehmi ile Mert sevk etti.
Mahkeme Başkanı: Bebek mi sevk edildi, annesiyle mi?
Sanık: Tahmini…
MAHKEME BAŞKANI “BEBEĞİ ÖLDÜR” DEMİŞSİNİZ
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
HASAN BASRİ GÖK: ÇİRKİN BİR CÜMLE
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Mahkeme Başkanı: Hemşire Mehtap ile bebek öldürmeyle ilgili bir konuşmanız var.
Sanık: Çirkin bir cümle. Görüşümü belli etmişim.
Mahkeme Başkanı:…
“BEBEK BAŞINA MI?”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert, hastanelerden hak ediş mi alıyordu?
Sanık: Fırat Sarı’dan alıyordu.
Mahkeme Başkanı: Neye göre, bebek başına mı?
Sanık: Gönderdiği bebeklerden ne kadar aldığını…
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gökdemir’e soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: Epikrizleri sen mi yazıyordun?
Sanık: Ben de yazıyordum, başkaları da yazıyordu.
Mahkeme Başkanı: Sonra ne yapıyordunuz?
Sanık: Yazıp hastaneye gönderiyorduk.
Mahkeme Başkanı: Neye göre…
“SGK’DAN PARA ALMAK İÇİN”
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
Mahkeme Başkanı: 146. sayfada denetimle ilgili, hasta yatışları uzun muydu?
Sanık: Genelde uzundu.
Mahkeme Başkanı: Normalden uzun mu yatırıyorlardı?
Sanık: Evet, normalden uzun yatıyorlardı.…
Mahkeme Başkanı ve Sanık Hasan Basri Gök arasındaki diyalog:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: Bebek sevklerinden para kim kazanıyordu?
Sanık: Gözümle gördüğüm bir şey yok, ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu.
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: Epikriz değiştirmeyi anlatır mısın?
Sanık: Bir şablon sistemi vardı. Hastane sorumluları bebeklerin değerlerini atardı, biz de bu değerleri girerdik.
Mahkeme Başkanı: Normal değerler mi?
Sanık: Karşıdaki…
Mahkeme Başkanı, Sanık Hasan Basri Gök’e soruyor:
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Mahkeme Başkanı: Hakkında açılan davada, resmî belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olma suçlamaları var. Savunmanı yapacak mısın?
Sanık: Savcılıkta ve emniyette anlattım, yine aynı şeyleri…
Sanık Hasan Basri Gök getiriliyor.
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün başladı, salondayız.
— Rojda Altintaş (@rojdaaltintas) November 19, 2024
Heyet hazır, sanıkların isimleri okunuyor.
DURUŞMANIN 1. GÜNÜ
Günlerce Türkiye'nin konuştuğu Yenidoğan çetesi hakim karşısına çıktı, ilk duruşma 9 buçuk saat sürdü. İşte dünkü duruşmada yaşananlar...
FIRAT SARI: AYLIK GELİRİM 400 BİN LİRA
Çete lideri Fırat Sarı, kimlik bilgisini okumak için sanık kürsüsüne başındaki peruğunu cezaevinde çıkararak geldi.
Sarı konuşmasında, bekar olduğunu belirtti.
Aylık ortalama gelirinin ise 400 bin lira olduğunu söyledi.
Tutuklu sanıklardan İlker Gönen ise kimlik tespiti sırasında, evli ve üç çocuklu olduğunu belirtti.
ÇETE ÜYESİ HEMŞİRE KENDİNİ SAVUNDU
Sanıklardan ilk savunmayı çete üyesi hemşire Hakan Doğukan Taşçı yaptı.
Cimer'e şikayeti yapan kişi olduğunu savunan Taşçı "Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bebekleri iyileştirmek için uğraşmışken, birçok suçtan tutuklanıyorum. Bu nasıl olabiliyor?" sözleriyle kendini savundu.
Yenidoğan servisindeki usülsüzlükleri anlatan Taşçı yaklaşık 3 saat savunma yaptı.
Sanık Hakan Doğukan Taşçı, Şafak hastanesi yöneticisinin Fırat Sarı'ya sevk edilen her bebek için 10 bin TL verdiğini söyledi.
Hemşire Hakan Doğukan Taşçı: Aileden fazla para alınma muhabbeti oldu. Fırat Sarı aileye, total fiyat 30 bin TL demiş hastaneye 20 bin lira ödüyor komisyonu Sarı, kendisine alıyor. Olay duyulduğunda Fırat Sarı, 'Olay üzerime kalmasın, hastane yönetimi duymasın' şeklinde talimat verdi.
Taşçı çalıştıkları hastanelerde uzman olmadığı için hemşire olarak bebeklere müdahale etmek zorunda kaldığını belirtti ve "şimdi doktor olmadığı için ben suçlanıyorum" şeklinde kendisini savunmaya çalıştı.
Taşçı ayrıca savunmasında hastanelerde ölen bebeklerin cenazesi alıkonularak ailelerden para istendiğini anlattı. Kendisinin ise bu konuda ailelere yardımcı olduğunu iddia eden Taşçı, "Bebeğin naaşını vermediler. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum. Çocuğun naaşını verdiler." sözleriyle kendini savundu.
Hemşire Hakan Doğukan Taşçı "Bir çocuğun ihmalden öldüğü düşünülüyorsa diğer çocuğun ihmalden ölmesi beklenmemeli.'' diyerek soruşturmada nisan ayına kadar müdahale edilmemesinden şikayetçi olduğunu belirtti.
Ayrıca hiçbir bebeğe zarar verecek bir şey yapmadığını ve çeteye üye olmadığını iddia eden Taşçı; paraya sıkıştığı için üç kez ilaç sattığını söyledi. İlaç satışından büyük payı alanın Doktor Fırat Sarı olduğunu da öne sürdü.
KİM NEYLE SUÇLANIYOR?
Suçlamalar, günlük 8 bin liralık SGK primini paylaşabilmek adına yenidoğan bebeklerin sağlığının hiçe sayıldığı yönünde…
Çete üyelerinin taburcu olabilecek durumda olsalar dahi bebekleri sahte raporlarla, gereksiz yere ilaç vererek yoğun bakımda tuttuğu tespit edilmişti.
Bebekler şebekenin anlaşmalı olduğu özel hastanelere sevk ediliyordu.
Ne solunum desteği, ne ameliyat ne de ilaç… Bebekler çetenin istediği kadar hayatta tutuluyordu.
Bu süreçte 9’u İstanbul’da biri Tekirdağ’da 10 özel hastane kapatıldı.
Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi'nin ruhsatları iptal edildi.
SORUŞTURMA DOSYASINDAKİ KAN DONDURAN KONUŞMALAR
İddianamede elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarıİddianamede elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarı
Soruşturma dosyasında zanlıların kan donduran konuşmaları da yer aldı.
Hakim karşısına çıkacak sanıklar arasında bazı 112 Çağrı Merkezi çalışanları da var.
Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in merkezde kayıt oluşmaması için “Ambulans benzin almaya çıktı.” dersiniz şeklinde tavsiye verdiği belirlenmişti.
"ÇOCUK DEFNEDİLDİ"
Bir bebekle ilgili ise diyaframda gelişimsel bir bozukluk olmadığından tedavi ile düzelebilecek bir akciğer sıkıntısından bahsedildiği ancak o tedavinin uygulanmadığı ortaya çıkmıştı.
Çete üyelerinin, bir doğum uzmanının aileye bilgi vermesiyle korkuya kapıldığı iddianamede geçmişti.
Soruşturmadan korkan zanlıların, “Panik yapmayın” talimatı verdiği iddianamede yer alırken zanlılardan İlker Gönen’in “Dursun Abi bir göbek açamamış açamamış mahvetmiş. Mahvettikten sonra hemşireye vermiş. Aile Suriyeli, herhangi bir şeyleri yok. Adli tıp süreci başlatmadılar. Çocuk defnedildi.” dediği de belirlenmişti.
Fırat Sarı’nın ise “Ben sana gerçeği söyleyeyim, o çocuk pnömotoraks. O çocuk diyafram hernisi değil. O çocuğa tüp takılsa yaşardı. Bir olay patlayacaktı ben biliyorum.” dediği tespit edilmişti.
ÇETE SAVCIYI ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ
Çete birçok suçlamayla karşı karşıya…
Soruşturmayı yürüten savcının ölümle tehdit edilmesi de bunlar arasında yer alıyor.
O anların yeraldığı görüntülerde, çete tutuklanan zanlıların tahliye edilmesini istiyordu.
SORUŞTURMANIN 18 AYLIK KRONOLOJİSİ
İstanbul'da 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıklarıı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen 22'si tutuklu 47 şüphelinin yargılandığı dava başladı.