Yenidoğan Çetesi davasında 2. duruşma | Fırat Sarı'dan pişkin savunma: Bebek katili olarak gösterildik
İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan 47 zanlının yargılandığı davanın 2. duruşması ertelendi. Çetenin elebaşı Fırat Sarı'nın mahkemede söylediği sözler ilgi çekti. Sarı, "Biz bebek katili olarak gösterildik, artık bu haberlerin durdurulması lazım." dedi.
İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan 47 sanığın yargılandığı davanın 2. duruşması yapıldı.
Duruşma, Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle konferans salonunda görüldü. Saat 10.35'te başlayan duruşmada Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanıkla, 21 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
AVUKATLARDAN REDDİ HAKİM TALEBİ
Duruşmada tutuklu sanık İlker Gönen'in avukatının duruşma savcısı ve soruşturma savcısının fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştığını ifade ettiği anlar dikkat çekti. "Savcı Kadir Kocakaya'nın sosyal medyada çektirdiği fotoğraf nedeniyle dosyadan el çektirilmesini istiyoruz" diyen Gönen'in avukatı Aydın Mantar'a, Savcı Kadir Kocakaya'dan yanıt geldi.
Kocakaya, Mantar'a "Soruşturma savcısı benim dönem arkadaşım. Tabi ki görüşebiliriz. Duruşma dışında görüşmemizi magazinsel olarak yansıtmanın anlamı yok. El çektirme gibi bir hüküm yok. Görevimi gereğince yapmadığımı düşünüyorsanız HSK'ya gidersiniz" yanıtını verdi.Sanık avukatları, reddi hakim talebini inceleyecek olan 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nden karar çıkmadığı sürece tanık ifadesinin alınamayacağını belitti. Mahkeme heyeti ile sanık avukatları arasındaki tartışmanın devam etmesi sonrası duruşmaya ara verildi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Duruşma, 15 dakikalık aranın ardından yeniden başladı. Mahkeme heyeti ve sanıklar yerlerini aldı. Mahkeme başkanı, "Gereği düşünüldü" diyerek duruşmanın, reddi hakim talebinin incelenmesi için ertelendiğini açıkladı. Dosya 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilecek. Duruşma savcısı, tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hâlinin devam etmesini kamu adına talep etti.
Duruşmanın reddi hakim talebinin incelenmesi nedeniyle ertelenme kararının ardından söz verilen sanık Fırat Sarı, dikkat çeken ifadeler kullandı.
"BİZ BEBEK KATİLİ OLARAK GÖSTERİLDİK"
Sarı konuşmasında şunları söyledi:
"Bu mahkeme salonunda ben bir bebek katili ya da bir dolandırıcı görmüyorum. Ben, bir örgüt yöneticisi olarak suçlanıyorum. Hakkımızda yapılan operasyonlarla ilgili kendimiz hakkında haberler yapılmakta. Haber özgürlüğü denilen şey bu değil; bunlar kurgu, bunlar hayal. Hiçbir mahkeme bu haberlere basın yasağı getirilmesine izin vermedi. Kamuoyu adımıza bir hüküm verdi. Haberlerde bir uzaylılara hizmet etmediğim kaldı. Kamuoyunda inanılmaz bir tatmin duygusu oluştu. Politikacılar kamuoyunu tatmin etmeye çalışıyor, birçok kişi kamuoyunu tatmin etmeye çalışıyor. Toplumsal olarak bizi sildiniz; biz öldük. Biz iğrenç varlıklar olduk, bebek katilleri olduk, kimseyi arayamaz olduk. Sesimizi kimse duymadı."
"YANLIŞ BİR ŞEY YAPTIĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM"
"Bizi tutuklayan sizler, medyanın çığırını aşmış haberlerini durdurmanız gerekiyordu. Biz, kamuoyunun yarattığı algı üzerinden yargılanıyoruz. Burada, bu algı varken, burada hukuk işlemiyor. Ben hapishanede insanlık dışı muamelelere maruz kalıyorum. Şu anda avukatlarım var, ancak adil yargılanmanın bütün hakları elimden alınmış durumda. Bu salonda, kimsenin bebek katili ya da örgüt lideri gördüğüne emin değilim; ama dışarıya çıktığımızda öyle görülüyoruz. Ben Sağlık Bakanlığı'ndan, eğer bebek sağlığını kötüye götürdüysek, bizden önceki bebek ölümlerine ve bizden sonraki bebek ölümlerine bakmalarını istiyorum. Biz, toplumsal olarak yok edildik. Medyada usulsüz haberlerin engellenmesi gerekiyor. Bir annenin bebeğini yoğun bakım ünitesine yatırması zaten travmadır. Medyada çok korkunç görüntüler var, bebek görüntüleri, bebek yoğun bakımı görüntüleri. Ben buradaki arkadaşlarımla çalıştığım için gurur duyuyorum ve yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum."
İLKER GÖNEN: MEDYANIN ÖNÜNE ATTILAR BİZİ
Sanık doktor İlker Gönen de mahkemede şu ifadeleri kullandı:
"İki örgüt yöneticisi denilen kişi, operasyon tarihine kadar bir kez bile yüz yüze gelmiyor. Böyle bir örgüt olabilir mi? Sayın savcımız, iddianamede her şeyi örgüt diye yorumlarken bizim bu kadar örgüt olmadığımızı gösteren hiçbir şeyi kale almadı. Örgüt lideri denilen kişinin herkesten fırça yediği görülüyor. Sayın savcımızın tehdit olayından sonra bizi il dışı cezaevine göndermesi, görüşlerimizi kısıtlaması, hakka ve hukuka sırt dönmektir. Öyle bir medyanın önüne attılar ki bizi, siz hiçbir şey yapamazsınız. Somut delil yokken biz nasıl cezalandırılırız? Tek kişilik hücrede kalıyorum. Öyle bir medyanın önüne attılar ki bizi. Hiçbir şey yapamadık. Birçok kişi bizim üzerimizden prim yaptı. Sizin adaletli olacağınıza inancım tamdır. Başka da diyecek bir şeyim yok."
SANIKLAR HAKKINDA İSTENEN CEZALAR
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Ayrıca 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.