Yenidoğan çetesi davası| Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?

Türkiye yenidoğan çetesi davasına kilitlendi. İstanbul Bakırköy Adliyesi 21. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle, 'Yenidoğan Çetesi' davasının ilk celsesi, konferans salonunda görüldü. Duruşmada, çete lideri Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de içlerinde olduğu 22 tutuklu zanlı, 19 tutuksuz sanık ve taraf avukatları yer aldı. Bazı tutuksuz sanıklar da oldukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. İşte kan donduran detaylar.

Yenidoğan çetesi davası| Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?

İstanbul'da, yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç elde eden ve kusurlu davranışlarda bulunarak bebeklerin can vermesine sebep olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanık dün ilk defa hakim karşısına çıktı.

"İÇERİDE ÖDEME OLDUĞUNU, ÖDENMEDİKÇE NAAŞINI VERMEYECEKLERİNİ SÖYLEDİLER"

Zanlı Hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nın savunmasının alınmasının ardından duruşma bugün saat 10.00'a ertelendi. Taşçı dünkü savunmasında özetle şunları söyledi:

"Yoğun bakımda gece bilakis doktor durmuyor. Acil müdahale olması gerektiğinde biz müdahale ediyoruz. Her hastane sahibi para kazanmak ister. Fırat Sarı aileye, total fiyat 30 bin lira demiş, hastaneye 20 bin lira ödüyor. Komisyonu Sarı, kendisine alıyor. Bebeğin ameliyat parası 500 bin TL'ydi. Aile, parası olmadığı için ameliyatı kabul etmedi. Bir hafta yaşardı. Hastanın kullandığı ilaçlar ve hastane yönetimiyle Fırat Sarı, 'Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?' dedi. Ancak 44 gün yaşadı. Çocuk öldükten sonra, Çocuğun babaannesi aradı, 'Bebeğin naaşını vermediler' dedi. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum. Çocuğun naaşını verdiler. Yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar para kazanıyor, tabii ki bu yüzden hastaneleri doldurmamızı istiyorlar. Bu durumu da usulsüz sevk ya da fazladan yatışla yapıyorduk. SGK'dan biraz daha para kazanmak için. Mert ile sık sık iptal edilen taburcularla ilgili tartışıyorduk."

FIRAT SARI: AYLIK GELİRİM 400 BİN

Çete lideri Fırat Sarı, kimlik tespitinin yapıldığı sırada bekar olduğunu ve aylık gelirinin ortalama 400 bin lira olduğunu söyledi. İlker Gönen ise kimlik tespiti sırasında, evli ve üç çocuklu mesleğinin ise doktor olduğunu belirtti.

"PARA İÇİN EVRAK ÜZERİNDE OYNANIYOR"

Sanık Hemşire Hakan Doğukan Taşçı savunmasında, “Savunmamı yapacağım. Öncelikle tutuklandıktan sonra kendim bizzat yaptığım bir iki işlemi söyledim, kabul ettim. Soruşturmanın başından itibaren tüm dürüstlüğümle cevap verdim. Doktor istemi olmadan ilaç istediğim yönündeki iddia doğru değil, talepleri de kabul etmiyorum. Sağlık meslek lisesi mezunuyum ve 10 yıldır yenidoğan bebek ünitesinde çalışıyorum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum.

"YOĞUN BAKIMDA GECE DOKTOR BULUNMUYOR"

Birinci Hastanesi'ne başladım. 5-6 ay orada çalıştım sonra Florya Hastanesi'ne başladım tutuklama oldu. Diğer sanıklardan, hepimiz sağlık sektöründe olduğumuz için çoğumuz birbirimizi tanıyoruz. Whatsapp grubu bile var sağlıkla ilgili. Can Polat Yıldırım'ı Reyap Hastanesi'nden tanıyorum. Ceylan Çetin'i tanımıyorum. Deniz Korkmaz'ı tanıyorum kendisi arkadaşım olur. Fırat Sarı'yı Reyap Hastanesi'nden tanıyorum. Evrak üzerinde daha fazla para almak için oynamalar yapılıyor. Her sene bu hastaneler denetleniyor. Benim bir kuruş fazla para kazandığım yoktur. Yoğun bakımda gece bilakis doktor durmuyor. Acil müdahale olması gerektiğinde biz müdahale ediyoruz. Etmediğimiz zamanda sen nasıl müdahale etmezsin diyerek suçlamalar var dosyada" dedi.

"HASTANE SAHİPLERİ PARA KAZANMAK İSTER"

Taşçı, “Her hastane sahibi para kazanmak ister. 20 hastadan bahsettikleri, daha fazla para kazanmak istedikleri için Fırat Sarı'dan bahsediyorlar. Sevkiyatı yapılan bebek, sevkiyatını doktor Sarı'nın yaptığını biliyorum. Yoğun bakımdan birinin gelene kadar kayıt açılmayacağını söyledim. Aileden fazla para alınma muhabbeti oldu.

"KOMİSYONU FIRAT SARI ALIYOR"

Fırat Sarı aileye, total fiyat 30 bin lira demiş, hastaneye 20 bin lira ödüyor. Komisyonu Sarı, kendisine alıyor. Olay duyulduğunda Fırat Sarı, olay üzerime kalmasın, hastane yönetimi duymasın şeklinde talimat verdi. 'Ölürse başımıza sıkıntı olacak' mesajlaşmalarına karşı şunu söylemek isterim, gelen hasta bebek yabancı uyrukluydu ve doğuştan kalp rahatsızlığı vardı. Bu nedenle, hastanın sevk edilmezse öleceğini belirttim. Mesajlaşmada, bu durumdan bahsediyordum. Denetim sırasında kimseden emir, bir talimat almadım. Orada arkadaşımla sohbet ediyorum olay bu şekilde" ifadelerini kullandı.

'İYİ VE KÖTÜ HASTA ŞABLONU VAR'

Hemşire Taşçı, "Buradan kafamıza göre bir hasta listesi belirledik, bu çocuk nasıl bir şey mesajı üzerine, basamak listesi hasta şablonu ve kötü hasta şablonu var, bizden yazılı istemiyorlardı. Bunlar gerçeğe aykırıydı. Biz sadece çarşaf listesi yapıyorduk. SGK'ya bildirmiyorduk. Hasta 5 günlük entübe iken 10 günlük gösterilmiş. Hasta üç günlük entübe ise SGK daha fazla para öder. O yüzden SGK'dan para almak için daha fazla entübe yazıyorduk. Bebeklerin kullandığı bir ilaç. Akciğer gelişimi sağlamak için kullanması gerekiyor. Bu ilaçların fazlalığı oluyordu. Bu ilaçları hastaya vermemek gibi bir şey olmuyordu. Bu ilaçlar için SGK 9 bin 500 lira ödeme yapıyor. Toplu alınca daha fazla para kazanıyor hastane. Bu ilaçlar dolapta birikiyordu, hastaya verilmiyordu. İlaçların çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu bizde satışları yapıyorduk. Reyap Hastanesi, TRG Hastanesi'nden alındığını söyleyebilirim ama özellikle şu kişiden alınıyordu diyemem. SGK'yı dolandırmak gibi bir amacım yok" diye konuştu.

"ÇOCUK ÖLECEK BU İLACA GEREK VAR MI"

Mahkeme Başkanının, '14 hastam var. Biraz hasta mı beklersek diye konuşmuşsun' mesajını hatırlatması üzerine, Taşçı, “Bekleyen kişi ben değilim. Birim sorumlusu olduğum için söylüyorum. Yoğun bakıma bir hasta geldiğinde, aileye doktor olmadan bilgi veriyordum. Aile de bana doktor diye hitap ediyordu. Ben de doktor değilim demiyordum. Türkmen hastaydı. 500 bin lira ameliyat parası vardı. Aile, parası olmadığı için ameliyatı kabul etmedi. Bir hafta yaşardı, ama şans eseri 1 haftadan fazla yaşadı. Hastanın kullandığı ilaçlar ve hastane yönetimiyle Fırat Sarı, 'Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?' dedi. Ancak 44 gün yaşadı.

"BORÇ YÜZÜNDEN ÇOCUĞUN NAŞI VERİLMEDİ"

Çocuk öldükten sonra, Çocuğun babaannesi aradı, 'Bebeğin naaşını vermediler' dedi. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum. Çocuğun naaşını verdiler" dedi.

"YOĞUN BAKIM NE KADAR DOLUYSA HASTANE O KADAR ÇOK KAZANIYOR"

Taşçı, “Yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar para kazanıyor, tabii ki bu yüzden hastaneleri doldurmamızı istiyorlar. Bu durumu da usulsüz sevk ya da fazladan yatışla yapıyorduk. SGK'dan biraz daha para kazanmak için. Mert ile sık sık iptal edilen taburcularla ilgili tartışıyorduk. Fırat Sarı'ya 'Doğukan hırsızlık yaptı' dedim. İlaç kaybolmuştu, Fırat Sarı bana söyledi. Bebek ilaçları kayıptı, ama öyle bir durum olmadı. Fırat Sarı ile konuşurken Mert'i 112'ye şikayet ettim. Usulsüz bebek sevkleriyle ilgili, mesela Kaya Bebek, ihmali olan bebeklerle ilgili. Doktor olmayan yerde kanıta da ihtiyaç yok. Elimdeki videoyu zaten sundum. Birinci Hastanesi'nin sürekli akciğer filmi bozuluyordu. Hastayı takip ederken filmini çekemiyorduk, bu kötü bir şey. Fırat Sarı bana 'Hasta yok, doldur' diyordu. Fırat Sarı, bir günde doldurmamı istiyor. Ne kadar çok hasta, o kadar para demek" dedi.

"ÇEK FİŞİ GİTSİN DENİLDİ"

Taşçı, “Bazen doktor Şehmuz Çelik adıyla hasta kabul ediyorum. Kaya Bebek ile ilgili, 'Çocuk gözümün önünde öldü' sözlerimin üzerine, gece 3 civarı Batuhan Çelik aradı, arkadaşım, ellerinde bebek olduğunu ve doktora ulaşamadığını, doktorun 'çek fişi gitsin' dediğini söyledi. Rıza Hocaymış doktor, ama tanımıyorum, çocuk doktoru olarak biliyorum. Hasta kötüydü, ben de telefondan yardımcı olmaya çalıştım. O bebek öldü. Aileye böyle bir durum olmadı gibi gösterdiler. Batuhan hemşire yardımcısıydı, arkadaşımdı. Ama o değil, doktorun müdahale etmesi gerekiyordu" şeklinde konuştu.

"HASTANELER NASIL DENETİMDEN GEÇİYOR"

Taşçı, “Hastane yönetimi, ölen kişinin ölüm saatini biraz ileriye çekmemi söyledi. Sebebi de hastanede doktor yoktu. Şehmus bey bu duruma tepki gösterdi. Şehmus beyin çoğu hastadan haberi yoktu. Hastaneye kim yatmış, kim gelmiş çoğu zaman haberi olmuyordu. Ben Birinci Hastanesi'nde 6 ay sigortalı çalıştım. Benim çalıştığım dönemde hiçbir bebek ölmedi. Bir usulsüzlük varsa evet kabul ettim. Epikrizi sadece şablon olarak yazıyorduk. Şablonu da maksimum 5-6 kez olmuştur. Şablonlar da doğru yazılmıyordu. Hastanenin yoğun bakım odası 3'üncü basamaksa daha çok hasta gösteriyorduk. Entübe olarak gösterdiğimizde bebek otomatik olarak 3'üncü basamak oluyordu. Entübe olarak hasta gösteriliyordu ama bu hastanın neden akciğer filmi yok diyerek geri dönüş olmuyordu. Hastaneler nasıl denetimden geçiyordu. Hastaların sevk sürecinde, kendi anlaşmalı oldukları hastanelerden sevki oluyordu. Örnek olarak A hastanesi dolması gerekirken B hastanesinin yoğun bakımı dolduruluyordu bu durumda para vermemek mümkün değildir diye düşünüyorum. İlker Gönen, daha çok hastaların genel durumu ile ilgilenirdi. Doktordan gizli, epikriz yazılamaz" ifadelerini kullandı.

DURUŞMA ERTELENDİ

5 gün sürecek duruşmanın ilk celsesi Taşcı'nın savunmasını tamamlamasının ardından sona erdi. Mahkeme duruşmayı, bugün saat 10.00'a erteledi. Sanıklar savunma yapmaya devam edecek.

İŞTE İSTENEN CEZA

İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez 'Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', 'Nitelikli dolandırıcılık', 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 11 kez uygulanmak üzere 'Resmi belgede sahtecilik' suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi

14 ve 17 yaşındaki 2 çocuk arasında silahlı kavga 5 yaşındaki çocuğunun boğazına bıçak dayadı Adliyeye giderken eşi tarafından vuruldu İstanbul'da okul kurşunlandı