Dünyanın en zor mesleği! Sanayi dalgıçları vatoz ve köpekbalıklarını elleriyle besliyorlar
Sanayi dalgıçları, hem zorluklarla dolu hem de ilgi çekici bir mesleği icra ediyor. Akvaryum temizliği için tehlikeli deniz canlılarının yanına dalarak zorlu görevleri üstleniyor, hatta vatozları ve köpekbalıklarını elleriyle besliyorlar. Bu sıra dışı meslek, riskleri ve sorumluluklarıyla dikkat çekerken, perde arkasında yaşanan hikâyeler de merak uyandırıyor.
Sanayi dalgıçları, akvaryum temizliğinin yanı sıra düzenli aralıklarla dalış yaparak tehlikeli deniz canlılarından sayılan vatoz ve köpekbalıklarını elleriyle besliyor.
Zorlu mesleklerin arka planında yaşananlara ilişkin detaylar anlatıldı.
Ankara'da büyük bir akvaryumda görev yapan sanayi dalgıçları, su altı yaşamının tehlikeli türleriyle ilgileniyor.
Su altı canlılarını ürkütmemek için sakin davranması gereken dalgıçların, bu nedenle fiziksel şartların yanı sıra psikolojik açıdan da güçlü olması gerekiyor.
Dalgıçlar, sportif dalışın haricinde haftanın belirli günlerinde başta su altı yaşamının tehlikeli türleri arasında yer alan 3 metre uzunluğundaki kum kaplanı köpekbalığı, vatoz gibi binlerce deniz canlısını elleriyle besliyor.
Beslemenin yanında akvaryumun temizliğini de üstlenen dalgıçlar, canlıların dengesini bozmadan yapay bir ortamda onlara doğal bir ortam sağlamaya çalışıyor.
Ali Cüneyt Sürek, Keçiören Belediyesine ait "Deniz Dünyası" adlı akvaryumdan sorumlu. Askerliğinden sonra dalış kursuna giderek brövesini aldı ve yaklaşık 12 yıldır akvaryumda çalışıyor.
Sürek, mesleğini duyanların şaşırdığını söyledi. Türkiye’de çoğu ilde olduğu gibi Ankara’da da dalgıçlığın olduğunu ve bu işten para kazandığını ifade etti.
Sürek, "denizi olmayan, insanların denize hasret kaldığı bu yerde bizim suyla bu kadar uğraşır olmamız çok güzel bir şey" dedi.
Sürek, akvaryumdaki teknik işlerden sorumlu olduğunu ve dalış yaparak balıkların beslenmesine yardım ettiğini söyledi.
Mesleğin ilk başlarında tedirginlik yaşadığını ancak zamanla bu duruma alıştığını dile getiren Sürek, "Bir nevi balık adamız ve iş arkadaşlarımız balıklar. Bizim elimize bakıyorlar. Ne yazık ki burada kafesteler. Mümkün olduğunca onlara doğal ortamında olduklarını hissettirmeye çalışıyoruz" dedi.
Sürek, "Vatozlar, kuyruklarında iğneyi karşısındakine batırıp zehirleyebilir" şeklinde konuştu.
Balıkların hepsinin beslenme rutinini farklı. İçlerinde köpekbalığının da bulunduğu bu canlıları evcil hayvanı gibi görüyorlar.
Cüneyt Sürek, hayvanları beslemenin yanı sıra akvaryum temizliğinden de sorumlu olduklarını belirterek, mesleğinin zorlu yanlarını anlattı.
"Önce hayvanın habitatında olduğunu kabul edeceksin. Su altına girerken, siz hayvanın doğal hayatına girmiş oluyorsunuz. Bu durumda hayvan size yaklaşabilir, dokunabilir, bundan korkmamak gerek."
"Panik yapmamak, ani hareketlerde bulunmamak gerekiyor."
"Vatozların kuyruklarında kendilerini savunma amaçlı iğneleri vardır, bunları karşısındakine batırıp zehirleyebilir. Bundan çok iyi sakınmak gerekiyor."
Sürek, hayvanları arkadaş olarak görmemizi hayatlarına dokunmak gerektiğimizi söyledi. Ancak bunları yaparken korkmamak, hayvanlarla dengeyi korumak gerektiğini ifade etti.
Sürek, mesleklerinin zorlu yanlarından birinin de akvaryumdaki tuzlu su dengesini ayarlamak olduğunu dile getirdi.
Sürek, "bu canlılara denizde ya da doğal ortamlarında buldukları koşulları yapay da olsa sağlamaya çalışıyoruz" dedi.